Zarf hemen hemen, takriben, aşağı yukarı, nerde ise, az kaldı. almost every house: hemen hemen her
ev. I'm almost finished: Aşağı yukarı bitirdim (bitirmek üzereyim). to pay almost nothing for a car: arabayı hemen hemen bedava almak. He almost fell: Az kaldı düşüyordu. almost never: hemen hiçbir zaman.