1. İsim zuhur (outdated)
  2. İsim görünme, meydana çıkma, zuhur, sahneye çıkma/çıkış.
    Her first appearance as an actress: Artist
    olarak ilk sahneye çıkışı.
    to make one's first appearance: başlamak.
  3. İsim görünüş, hal.
    a man of noble appearance: asil görünüşlü bir adam.
    to have a good appearance:
    göze hoş görünmek.
    in appearance: görünüşe göre, haricen.
    the appearance of the streets: sokakların hali.
    One should not judge by appearance: Görünüşe aldanmamalı.
  4. İsim benzeyiş, benzerlik, müşabehet.
  5. İsim, Hukuk hazır bulunma, isbatı vücut etme.
  6. İsim (kitap vb.) yayınlanma, intişar.
  7. İsim, Felsefe görüngü, zahirî görünüş, varlığın gözlemciye duygusal yönden/hadsî olarak görünüşü.
üstüne başına dikkat etmemek Fiil
televizyona çıkma sıklığını azaltmak Fiil
endişelerini neşeli bir görünüm arkasına gizlemek Fiil
endişelerini neşeli bir görünüm arkasında gizlemek Fiil
mahkeme huzuruna çıkmak Fiil
ortaya çıkmak Fiil
ilk olarak sahneye çıkmak Fiil
ilk olarak halk ortasına çıkmak Fiil
düşmanlığını dostluk maskesi ardına gizlemek Fiil
görünüşe bakmamak Fiil
hava takınmak Fiil
ilk bakışta
cameo görüntü İsim, Sinema
mahkeme celbiyle mahkeme huzuruna çıkma
şahsen mahkeme huzuruna çıkma
mürafaa günü
isbat-ı vücut etmemek Fiil
mahkemede ispat-ı vücut etmeme
mahkeme huzuruna çıkmak Fiil
mahkeme huzuruna çıkma
davalının davaya cevabının zapta geçirilmesi
dış görünüş
davalının mahkemenin yetkisini kabul ederek duruşmaya gelmesi ya da kendisini bir vekil veya bazı durumlarda
kanuni temsilci ile temsil ettirmesi
genel görünüş
konuk sanatçıların sahneye çıkması
harelenmek Fiil
gösteriş
görünürlerde Zarf
şeklen
görünüşe bakarak hüküm vermek Fiil
kötü görünmek Fiil
sahneye çıkmak Fiil
gelmek.
He didn't make an appearance until after midnight: Ancak gece yarısından sonra geldi.
mahkemenin davetine icabet etmemek Fiil
isbat-ı vücut etmemek Fiil
(Br) davaya cevap
ifadesi İsim
mahkeme celbi
gösterişli
dış görünüş
kılık kıyafet
dış görünüş
bir film artistinin sinema veya tiyatroya şahsen gelmesi.
dış görünüm İsim
dış görünüş İsim
fiziksel görünüm İsim
fiziki görünüm İsim
çok kötü görünmek Fiil
ortaya çıkmak Fiil
(sanatçının) sahneye çıkması
şöyle bir görünmek, (kısa bir süre için) uğrayıvermek.
The author put in an appearance at the cocktail
party on his way to dinner.
görünüşü kurtarmak Fiil
davalının davetiyeyi aldıktan sonra belirli bir süre içinde mahkemeye gelmesi
mahkemeden davetiye alan davalının tebligatının usulsüzlüğü veya yetki itirazında bulunmak üzere ilk celsede hazır bulunması
gösteriş
televizyona çıkma
davaya cevap süresi
davaya cevap verme süresi
davalının mahkemenin kaza yetkisini tanıyıp duruşmaya çıkmak niyetinde olduğunu belirten yazıyı vermesi
gönüllü olarak mahkeme huzuruna çıkma İsim
duruşmaya çıkma kefaleti
bir hukuk davasıyla ilgili olarak tutuklanan bir davalının mahkeme celbinin iadesi için saptanan zamanda
mahkemeye çıkması için ödenen kefalet
mahkemede hazır bulunma İsim, Hukuk
mahkemede vekaleten temsil edilmek
vekilini göndererek kendini temsil ettirme
avukat vasıtasıyla mahkeme huzuruna çıkma
vekaleten duruşmada bulunma
mahkemede vekaleten temsil edilmek
mahkemeye çıkma günü
mahkeme günü
duruşma günü
şekil verme
dava listesi
duruşma listesi
murafaa listesi
mahkeme listesi
rıza gösterme
televizyona çıkma
sırf görüneyim diye
adalet önüne çıkmak Fiil
hakkın var gibi görünmesi