son kuruşunu da bahis bahse yatırmak
Fiil
son kuruşunu da bahse yatırmak
Fiil
bütün servetini bahse yatırmak.
(a) son meteliğine kadar bahse girmek.
I bet my bottom dollar: Nesine istersen bahse girerim.
(b) son derece/yüzde yüz emin olmak, kesinlikle güvenmek.
bahis bahsi kabul etmek
Fiil
en iyi/en emin hareket tarzı/davranış, tek kurtuluş çaresi.
The pilot's best bet was to make an emergency landing.
İsim
sabun çiçeği
İsim, Botanik
(a) eminim, hiç şüphe(m) yok.
I bet it will rain tomorrow. I bet you're wrong about that. (b)
istihza için) orası şüpheli, o(rası) pek belli olmaz, … görelim/görüşürüz.
“I'll do it tomorrow.” “I bet you will!” “Onu yarın yaparım.” “Orası biraz şüpheli (veya: yap da görelim).”
(at yarışlarında) bahis oynama
bahis bahsi kazanmak
Fiil
elbette, mutlaka, muhakkak, ne zannettin(iz) ya!
You bet I'd like to be there: Elbette orada olmak
isterdim.
You bet your life: Kesinlikle, yüzde yüz, ona hiç şüphe yok.
yapacağınız en iyi/isabetli iş, en iyisi.
best bet
pazarlık ederek fiyatı indirmek
Fiil
tahmininde yanılmak, yanlış bilgi üzerine plân kurmak, geleceği görememek.
(US) menkul kıymet alım satımı ya da başka mali konuda yüklü bir risk üstlenmek
Fiil
emin ol(un), hiç şüphen(iz) olmasın.
You can bet your boots that I will be there: Orada bulunacağımdan
emin olabilirsin(iz) = Kesinlikle orada olacağım.
bütün servetim üzerine bahse girerim ki ….
muhakkak ki, son lirama bahse girerim ki.