açıklık ve öngörülebilirlik
İsim, Hukuk
açık ve yakın tehlike
İsim, Hukuk
kendini temize çıkarmak
Fiil
vicdanını rahatlatmak
Fiil
vicdanıni rahatlamak
Fiil
vicdanını temizlemek
Fiil
masanın üstünü toplamak
Fiil
(Br) valizini gümrükten çekmek
Fiil
öksürerek boğazını temizlemek
Fiil
karantinayı kaldırmak
Fiil
demek istediğini açıkça belirtmek
Fiil
yaptığı masrafları ödememek
Fiil
okul günlerinin anısını belleğinde canlı tutmak
Fiil
uzak durmak, yaklaşmamak, kendini emniyete almak.
posta kutusunun içindekileri boşaltmak
Fiil
(US) Br çek tahsil etmek
Fiil
bir çeki takas etmek
Fiil
bir borcu temizlemek
Fiil
bir ipoteği fekketmek
Fiil
bir limanı terk etmek
Fiil
(a) emin, güven(il)ir, kararlı, azimli.
She seems quite clear about her plans. (b) kani, inanmış,
kanaat getirmiş.
to be clear about something: bir şeye kesinlikle inanmak, kanaat getirmek.
bir mülkü borçtan kurtarmak
Fiil
bir engeli kaldırmak
Fiil
yükleme limanında umulan hazır olma tarihi
neta günler (yükleme limanında umulan hazır olma tarihi ihbarında , bildirilmesinde , ilk ve son günlerin
saptanmış zamana eklenmeyeceği koşulu
ihbarında ilk ve son günlerin saptanmış zamana eklenmeyeceği koşulu
bildirilmesinde ilk ve son günlerin saptanmış zamana eklenmeyeceği koşulu
ilk ve son günlerin sayılmadığı süre
gün olarak tayin olunan ve hesabında ilk ve son günleri dikkate almayan vade veya süre
üzerinde ipotek gibi herhangi bir hak tesis edilmemiş gayri menkul
üzerinde herhangi bir hak tesis edilmemiş gayrimenkul
açık ve kesin ispatlayıcı delil
masrafları temizlemek
Fiil
güverteyi temizlemek
Fiil
yaklaşma için alanı müsait duruma getirmek
Fiil
yaklaşma için meydanı müsait duruma getirmek
Fiil
malları gümrükten çekmek
Fiil
liman resmi gibi masrafların ödenmesiyle temize havale etmek
Fiil
makul piyasa değeri tam on dakika
bedelini ödeyerek bir şeyi yükümlülükten kurtarmak
Fiil
kendini temize çıkarmak
Fiil
(a) boşaltmak, içindekileri çıkarmak, temizlemek.
clear out the closet. (b) kaldırmak, alıp (başka
yere) götürmek.
clear out your clothes from my closet. (c) kaçmak, sıvışmak, (birdenbire/çabucak) uzaklaşmak, çekilip gitmek, defolmak.
clear out! Defol! Çek arabanı! (d)
k.d. (zorla) dağıtmak, uzaklaştırmak.
The police cleared out the pickets by forces.
terekenin borçları ödendikten ve belirli mal vasiyetleri ifa olunduktan sonra geriye kalan kısmı
son durulama
İsim, Tekstil Sanayii
şifresiz oturum
Bilgi Teknolojileri
kenar mahalleleri ıslah etmek
Fiil
birini itham altından kurtarmak
Fiil
bir şey açığa çıkarmak
Fiil
sahilden neta geçmek
Fiil
güverteyi neta etmek (yapılacak görevi engellememesi için güverteyi uygun duruma getirmek
Fiil
güverteyi neta etmek
Fiil
duruşma sırasını bekleyen davaları temizlemek
Fiil
mektup bu kutusunu boşaltmak
Fiil
reklamcının bir istasyonda reklamı için zaman dilimleri ayırtması
itiraz edilemeyecek mülkiyet
ipotekten ari mülkiyet hakkı
(a) açıklamak, izah etmek, aydınlatmak, anlatmak, tavzih/tasrih etmek, çözmek, halletmek, (b) düzeltmek,
intizama/nizama sokmak, derleyip toplamak, temizlemek, (c) (hava) açılmak, (hastalık) iyileşmek, düzelmek.
bir meseleyi aydınlığa kavuşturmak
Fiil
bir sorunu halletmek
Fiil
(veraset vergisi) net tereke değeri
açık aykırılık
İsim, Hukuk
bir şeyden kurtulmak
Fiil
bir şeyden uzak kalmak
Fiil
(otomobil) ani olarak önüne fırlayan bir kimseyi
kazada mağdurun kusurlu bulunmasına rağmen