1. Zarf naklen
  2. Fiil yaşamak, hayatta/berhayat olmak.
    live long! Çok yaşa! Varol!
    Was he still living when the doctor
    arrived? Grandfather lived to the age of 90.
  3. Fiil sağ olmak, canlı olmak.
    He still lives: Hâlâ sağ (hayatta)dır. (Bu anlamda “
    He's still alive” demek tercih edilir.
  4. Fiil var olmak, mevcut olmak.
  5. Fiil
    live on/upon (a): … ile geçinmek.
    to live on one's income: geliri ile geçinmek.
    One
    has got to live: İnsan geçinmek zorundadır/Geçim dünyası bu. (b) … ile beslenmek.
    to live on rice.
  6. Fiil oturmak, eğleşmek, ikamet etmek.
    to live in a cottage.
  7. Fiil ömür/hayat sürmek/geçirmek, (belirtilen şekilde) yaşamak.
    They lived happily ever after: Uzun,
    mutlu bir ömür sürdüler.
    to live a double life: iki yüzlü hayat yaşamak.
  8. Fiil yaşantısını düzenlemek, hayatını tanzim etmek.
  9. Fiil hayatın tadını çıkarmak, (hayattan) kâm almak.
  10. Sıfat canlı, hayatta, diri, yaşayan.
    live animals.
  11. Sıfat hayata/canlılara ait.
  12. Sıfat hayat/canlılık emaresi gösteren.
    The live sounds of the forest.
  13. Sıfat zinde, hayat dolu.
    His approach in any business dealing is live and fresh.
  14. Sıfat enerjik, uyanık, atik, çevik.
    a live personality.
  15. Sıfat güncel, hayatî, çok önemli.
    a live problem: güncel sorun.
    a live issue: çok önemli mesele.
  16. Sıfat yanan (kor/ateş).
    a live coal.
    live embers: sönmemiş ateş korları.
  17. Sıfat parlak, canlı (renk).
  18. Sıfat iyi zıplayan.
    a live tennis ball.
  19. Sıfat halen oynanmakta olan (maç vb.).
  20. Sıfat patlamamış (bomba, mermi vb.).
    live ammunition.
  21. Sıfat, Elektrik-Elektronik gerilimli, akımlı, gerilim/akım taşıyan/ileten, dokunulursa çarpar.
    a live wire.
    live rail: akım ileten ray.
  22. Sıfat hareketli, hareket eden, müteharrik.
    the live head of a lathe.
    live load: hareketli yük.
  23. Sıfat, Matbaacılık basılmaya hazır.
  24. Sıfat canlı (yayın). I
    t wasn't a recorded show, it was live.
  25. Sıfat asıl yerinden ayrılmamış (kaya).
  26. Zarf canlı olarak, oluşum halinde iken, vukubulduğu anda, ânında, sıcağı sıcağına.
    The concert will be broadcast live.
Tarımsal hammaddelerin, canlı hayvanların, tekstil hammaddelerinin ve yarı mamul malların satışı ile
ilgili aracılar (NACE kodu: 46.11)
İsim, Sanayi ve Zanaatler
gereğinden fazla harcamak Fiil
yorganını ayağına göre uzatmamak Fiil
gelir inden fazla harcamak Fiil
kalemiyle geçinmek Fiil
alnının teriyle yaşamak Fiil
dalavere ile/kurnazlıkla para kazanmak, (ticarette) alavere dalavere yapmak.
maddi olanakların elvermiyeceği şekilde yaşamak Fiil
sadece kendisi için yaşamak Fiil
sermayeden yemek
sermayesi ile yaşamak Fiil
geçim için gelirin tümünü harcamak Fiil
kendi yağıyla kavrulmak Fiil
kendi başına yaşamak Fiil
kendi servetinden geçinmek Fiil
kârlı işi olmak Fiil
akrabalarından geçinmek Fiil
itibarı sayesinde geçinmek Fiil
maaşıyla geçinmek Fiil
tasarruflarıyla geçinmek Fiil
karısıyla geçinmek Fiil
karısının parasıyla yaşamak Fiil
açıkgözlükle geçimini sağlamak Fiil
ana paraya dokunmadan faiziyle geçinmek Fiil
sermayesinin getirdiği faiz ile yaşamak Fiil
başkasının hayatını yaşamak Fiil
kendini başkası sanmak Fiil
başkası olduğunu hayal etmek Fiil
inançlarına göre yaşamak Fiil
ayağını yorganına göre uzatmak Fiil
adının hakkını vermek Fiil
isminin hakkını vermek Fiil
prensiplerine göre yaşamak Fiil
ilkelerine uymak Fiil
sözünü tutmak Fiil
şöhretine uygun bir yaşam sürmek Fiil
itibarına yakışır şekilde yaşamak Fiil
akranlarıyla yaşamak Fiil
işine yakın oturmak Fiil
parasını idare etmek Fiil
yorganına göre ayak uzatmak Fiil
yatılı bakıcı İsim
tasarrufla geçinmek tasarruf hacmi
Tarımsal hammadde ve canlı hayvanların toptan ticareti (NACE kodu: 46.2) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Canlı hayvanların toptan ticareti (NACE kodu: 46.23) İsim, Sanayi ve Zanaatler
elektrikli
yaşa yaşasın
şüpheli noktayı açığa kavuşturan veya dramatik etki yaratmak için yapılan açıklama
slogan
geçinmek Fiil
çifte hayat sürmek Fiil
sessiz sakin bir hayat sürmek Fiil
sakin bir hayat sürmek Fiil
vur patlasın çal oynasın hayatı sürmek Fiil
yurtdışında yaşamak Fiil
ülke dışında yaşamak Fiil
yolun karşısında oturmak Fiil
kimsenin işine karışmadan yaşamak, etliye sütlüye karışmamak, herşeyi hoş görmek, herkesin hakkını teslim etmek.
(reklamcılık) direkt anons
ayrı yaşamak Fiil
kiracı olarak oturmak Fiil
canlı aktifler İsim
teminatlı aktifler İsim
yürütücü dingil
canlı olarak doğma
naklen yayın
canlı yayın
(radyo) canlı yayın
canlı yayın İsim
(a) …'den geçimini sağlamak, (b) kurallara/tüzeye uymak.
birşey yaparak hayatını kazanmak Fiil
birşeyle geçinmek Fiil
aklını kullanarak para kazanmak Fiil
direkt reklam
kuvvet verici mil ucu: torna vb.'nin işi taşıyan ve dönen parçası. İsim
komşu kapısı yakınında oturmak Fiil
kor kömür
rahat hayat sürmek Fiil
canlı reklam İsim, Reklamcılık
canlı yayın
canlı müşteriler (belirli bir şirketle alışverişi sürdüren faal müşteriler İsim
(bir şeyi) unut(tur)acak/affettirecek şekilde yaşamak, zamanla unut(tur)mak.
to live down a slander:
bir iftirayı unutturacak şekilde yaşamak.
He made a mistake and couldn't live it down : Yaptığı hayatı ömrü boyunca unutamadı.
ekonomik bir yaşamı olmak Fiil
radyo ya da televizyonda kontrol odasından değil de
stüdyodan yayınlanan seslerin giderek azalması
(a) ömrünü vakfetmek, işi gücü … olmak.
He lives for his car. (b) bütün ümidini (bir şeye) bağlamak,
… için yaşamak.
She lives for her only son.
hür yaşamak Fiil
gelişigüzel yaşamak Fiil
mutlu bir şekilde yaşamak Fiil
mutluluk içinde yaşamak Fiil
mutlu mesut yaşamak Fiil
lüks hayat sürmek Fiil
yüksekte oturmak Fiil
namuslu hayat sürmek Fiil
(hizmetçi vb.) çalıştığı evde yatıp kalkmak/barınmak.
live out: çalıştığı evden başka yerde oturmak.

Their butler, cook and chauffeur live in, but the two maids live out.
(Br) kendi dairesinde oturmak Fiil
bolluk içinde yaşamak Fiil
rahat hayat sürmek Fiil
hali vakti yerinde olmak Fiil
korku içinde yaşamak Fiil
zamanını boşa harcamak Fiil
kiralık odalarda oturmak Fiil
dar durumda olmak Fiil
emekli hayatı yaşamak Fiil
bolluk içinde yaşamak Fiil
inziva hayatı yaşamak Fiil
tek başına yaşamak Fiil
kırda oturmak Fiil
geçmişte yaşamak Fiil
göze batmadan yaşamak Fiil
büyük yoksulluk içinde yaşamak Fiil
feci sefalet içinde yaşamak Fiil
cereyanlı hat
ağırlık
canlı yük
hareketli yük
sefil hayat sürmek Fiil
yeniden kullanılacak olan kullanılmış dizili harfler
basılmaya hazır metin
dizgiye hazır metin
canlı müzik
tutumlu hayat sürmek Fiil
yakında oturmak Fiil
yeşil meşe
(Quercus virginiana): G ABD'de yetişen ve daima yeşil kalan bir tür meşe. Georgia eyaletinin simgesi. İsim, Botanik
bu türden herhengi bir ağaç. İsim
yeşil meşe kerestesi. İsim
(a) yaşamaya devam etmek, (b) … ile yaşamak/geçinmek/beslenmek.
to live on fruit/vegetables: meyve/sebze
ile beslenmek.
live on the rent from one's property: emlâkinin kirası ile geçinmek.
live on someone : birisinin sırtından geçinmek.
sadaka ile yaşamak Fiil
az parayla geçinmek Fiil
(Br) sosyal yardımla geçinmek Fiil
servetinden yemek
(a) savurgan, müsrif, kolayca para harcayan, (b) bön, enayi, avanak.
(a) sonuna kadar yaşamak/dayanmak, ömrü vefa etmek.
Will the old man live out the next year? (b)
(hizmetçi vb.) dışarıda (çalıştığı evden başka evde) oturmak.
vahşi hayvanlar parkı
canlı yayın
radyo ya da televizyonda canlı yayın
güncel sorun
sessiz sakin yaşamak Fiil
sessiz sakin bir hayat sürmek Fiil
münzevi yaşamak Fiil
evsiz olmak Fiil
sokakta yatmak Fiil
sokakta yaşamak Fiil
hemen köşebaşında oturur olmak Fiil
gerçek mermi İsim, Askerlik
(evli çift) ayrı yaşamak Fiil
gösterişsiz şekilde yaşamak Fiil
taze buhar, güçlü buhar, kazandan gelen basınçlı buhar. İsim
basınçlı buhar İsim, Makine
gece gündüz garaj servisi
radyo ya da televizyonda kayıda alınmış bir bildiriye eklenen canlı olarak yayınlayacağı bir mesaj
naklen yayın
(bir badireden/çetin bir işten) sağ salim çıkmak, ölmemek, sağ kalmak, eceli gelmemiş olmak.
He lived
through the Second World War.
iki savaş geçirmiş olmak Fiil
radyo ya da televizyon istasyonunun başka bir istasyondan naklen canlı olarak yayınlanacak bir mesaj
birşeyi görecek kadar uzun yaşamak Fiil
ömrü birşeyi görmeye yetmek Fiil
beraber yaşamak Fiil
birlikte yaşamak Fiil
direkt canlı yayın
hayvanı canlı olarak yakalayan tuzak. İsim
canlı aşı İsim, Farmakoloji
programcılar
sistem çözümleyicileri gibi bilgisayar işlerinde çalışan personel
operatörler
gerçek yük (canlı bir çiftlik hayvanı ağırlığı
iyi hayat sürmek Fiil
gerilimli/akımlı tel, güç ileten elektrik teli. İsim
açıkgöz/faal/atak/atik kimse. İsim
akımlı tel,
mec. pek faal kimse.
(a) birlikte yaşamak, bir arada (karı-koca gibi) yaşamak, (b) sabretmek, tahammül etmek, sabır/tahammül
göstermek, dayanmak, alışmak.
bütün kaygısı kendi olmak Fiil