işi için yanıp tutuşmak
Fiil
kibar aşkı: (Ortaçağlarda) kibarların evlilik dışı aşk maceralarında izledikleri kural ve davranışlar.
bir şey elde etmek için gösterilen sahte sevgi
ilk aşk,
k.d. ilk göz ağrısı.
karşılık beklemeden, fisebilillâh, pîr aşkına, sırf iyilik olsun diye, hatır için.
Work (just) for love: Fisebilillâh/pîr aşkına çalışmak.
serbest aşk, nikâhsız evlilik, evlenmeden /sorumluluğa katlanmadan karı-koca hayatı yaşama.
İsim
severek/seve seve yapılan iş, çıkar karşılığı değil zevk için (gönüllü) yapılan iş.
İsim
(a) kur/flört yapmak, ayartmaya/evlenmeye çalışmak, (b) öpüşmek, koklaşmak, (c) sevişmek, cinsel temasta bulunmak.
sevişmek, cinsel ilişkide bulunmak.
çocukça tutku, çocukluk aşkı, gelip geçici sevda.
sevgilerini yollamak
Fiil
ana babanın çocuğun vesayeti üzerinde çekişmesi
ihlasla
Zarf, Din ve İnanç
para karşılığı olmadan çalışmak
Fiil
sevişme, cinsel temas (özellikle birbiriyle evli olmayan kadınla erkek arasında).
İsim
sevda okları: kuartz üzerinde oluşmuş ince parlak iğneler şeklinde kırmızı kahverengi veya siyah titanyum dioksit kristalleri.
İsim
(gençlerin sevgi ve barış simgesi olarak daktıkları) boncuklu gerdanlık.
İsim
sevda büyüsü, sevgi uyandıran sihir.
İsim
piç, gayrımeşru çocuk.
İsim
(ilk Hristiyanlarda) dostluk bağlarını kuvvetlendirmek amaciyle düzenlenen ziyafet.
İsim
dostluk ziyafeti, yeni cemiyetlerde eski Hristiyanların bu ziyafetini takliden yapılan dinî tören.
İsim
şölen, bir kimse şerefine verilen ziyafet.
İsim
kaybeden takımın hiç sayı yapamadığı tenis oyunu.
İsim
çayırgüzeli
(Eragrostis major).
İsim
İki gönül bir olunca samanlık seyran olur. (Malî güçlükler içinde yapılan evlilik için söylenir).
Havada aşk kokusu var.
Cümle
aşk düğümü, sevgi simgesi olarak özel bir şekilde bağlanan kurdele.
İsim
aşk evliliği, yalnız aşk üzerine kurulan izdivaç.
İsim
Beni seviyorsan dostlarımı da seversin.
aşk iksiri, aşkı/cinsel arzuyu kuvvetlendiren içki.
İsim
canının kıymetini biliyorsan.
Dr. Garipaşk
Özel Isim, Sinema
(birine) âşık olmak, gönül vermek, gönlünü kaptırmak, vurulmak,
k.d. abayı yakmak.
...e sırılsıklam aşık olmak
Fiil
para veya hatır için.
not for love nor for money: ne para ne de hatır için, asla, hiçbir suretle,
olanaksız, imkânsız.
It cannot be done for love or money: Bu ne para ile, ne de hatır için yapılır.
… aşkına, … hatırı için.
For the love of mercy, stop that noise: Allahaşkına kes şu gürültüyü!
Put that gun down, for the love of God.
do something for the love of it: bir şeyi zevk için/hoşlanarak yapmak.
âşık, tutkun, sevdalı, bağlı.
in love with life: hayata bağlı.
in love with one's work: işine bağlı, işini seven.
birini sevip okşamak
Fiil
biriyle cinsel ilişkide bulunmak
Fiil
nefret, düşmanlık, husumet.
There was no love lost between the two brothers.
ne hatır ne de para uğruna elde edilemeyecek şey
birbirlerini hiç sevmezler
İsim