Zarf hemen hemen, nerde ise, âdeta, az daha, az kaldı. I nearly fell: Az kaldı düşüyordum. The job
is nearly finished: İş hemen hemen bitti. The train was nearly full: Tren hemen hemen dolu idi. He was nearly dead with cold: Soğuktan nerde ise ölüyordu.
Zarf yaklaşık olarak, aşağı yukarı, takriben, hemen hemen, oldukça. It is the same thing or nearly so:
Hemen hemen aynı şey. a nearly perfect likeness: oldukça mükemmel bir benzerlik.