1. İsim zayıf bir olasılık, (zayıf) ümit.
    I came on the off chance of seeing her: Onu görmek ümidiyle
    geldim.
    He bought it on the off chance that it would come in useful: İşine yarayacağını umarak satın aldı.
    I did it on the off chance: Sonunu tesadüfe bırakarak yaptım.
hiç şansı olmamak Fiil
gerekirse, icabında, hini hacette, ne olur ne olmaz.