öğretmek, eğitmek, okutmak, ders vermek.
She instructed three generations of village children.
Transitive Verb
bildirmek, bilgi/haber/malûmat vermek, haberdar etmek, söylemek.
I have beeninstructed that you are planning to move out.
Transitive Verb
emir/talimat vermek.
The owner instructed his agent to sell the property. The judge instructed the witness that he should tell the whole truth. I instructed him to come to work earlier.
Transitive Verb
yol göstermek, rehberlik etmek.
He instructed her (in) how to do it.
Transitive Verb
bir sınıfa ders vermek
Verb
bir kurula talimat vermek
Verb
savunma avukatı tayin etmek
Verb
(US) bir temsilciye talimat vermek
Verb
(Br) bir avukata talimat vermek
Verb
bir temsilciye talimat vermek
Verb
(US) bir avukatı tevkil etmek
Verb
(US) (hâkimin) jüriye hukuk kurallarının uygulanması ve kanıtların değerlendirilmesi hususlarında duruşmanın
başlangıcında talimat vermek
Verb
bankasına talimat vermek
Verb
banka sına talimat vermek
Verb
birine işini nasıl yapacağını göstermek
Verb
birine bir gerçeği aydınlatmak
Verb
bir temsilciye talimat vermek
Verb
bir avukata talimat vermek
Verb