pleasure

  1. zevk, sefa.
  2. sevinç, memnunluk, memnuniyet, hoşnutluk, hoşlanma.
    I have much pleasure in informing you that … :
    …'i size bildirmekle bahtiyarım/memnunluk duyarım.
  3. keyif, arzu, irade.
    at the Queen's will and pleasure: Kraliçenin emir ve iradesiyle.
    without
    consulting my pleasure: bana danışmadan.
  4. haz, şehvanî zevk.
  5. zevk/memnunluk verici şey.
    It was a pleasure to see you.
  6. eğlence, tenezzüh.
    a search for pleasure.
  7. arzu, istek, seçenek, tercih, irade, emir.
    to make known one's pleasure. What is your pleasure in this matter?
  8. zevk/haz/keyif/sevinç vermek, memnun/hoşnut etmek.
  9. zevk/haz/sevinç duymak, sevinmek, hazlanmak, memnun/hoşnut olmak.
    I pleasure in your company.
  10. cinsî münasebette bulunmak, cinsel zevk duymak.
(bir kimsenin) isteğine/arzusuna göre, istediği kadar/zaman, keyfince, keyfine göre.
Eğlence ve spor amaçlı teknelerin yapımı (NACE kodu: 30.12) Noun, Trades-Professions
çalışmalarından büyük tat almak Verb
hoşlandığı sürece.
office held during our pleasure: (Kraliçe) arzumuza bağlı görev.
zevkine bakmak Verb
çok para harcayarak eğlenmek Verb
arzusunu belirtmek Verb
bir şeyi dilediği gibi ertelemek Verb
emrinde olmak Verb
ihtizaz olmak Verb
işi eğlenceyle birlikte yürütmek Verb
turistik gezi yapmak Verb
bütün bir günü eğlenceye ayırmak Verb
birine bir lütufta bulunmak Verb
bir şeyi zevk için yapmak Verb
boş zevk
haz vermek Verb
(Br) Kraliçe için çalışmak Verb
zevk meraklısı
gezi yolculuğu
orospu, fahişe. Noun
zevk ve safa sürmek.
dilediğinde geri alınabilecek izin
zevk-ü sefa adamı
eğlencesine işi karıştırmak Verb
işle zevki bir araya getirmek Verb
işle zevki biraraya getirmek Verb
eğlenceden vazgeçmek Verb
istenildiğinde feshedilebilir
bu bana büyük zevk veriyor
gezi amacıyla seyahat etmek Verb
turistik gezi yapmak Verb
zevk ve sefa içinde yüzmek Verb
kararınizı bekliyoruz
? Ne arzu edersiniz?
büyük bir memnuniyetle Adverb
baş üstüne
memnuniyetle
maalmemnuniye
su sporu
sandalla gezme
turistik gezi
kruvaziyer
gezinti
(Br) eğlence parkı
eğlence lokali
zevk peşinde koşan
zevk peşinde koşma
eğlence partisi
(Freud teorisinde) hoşlanma ilkesi: ıstıraptan kaçınarak haz arama içgüdüsü. Noun
zevk peşinde koşan
zevk peşinde koşma
gezinti
turistik gezi
eğlencenin görevi engellemesine izin vermek Verb
sahibinin dilediği gibi Noun
lûtfunda bulunmak.
zevklenmek Verb
tat almak Verb
tadını almak Verb
lezzet almak Verb
keyfini çıkarmak Verb
tadını almak Verb
tat almak Verb
gezmek Verb
son derece memnunluk/haz duymak, kendi kendini kutlamak.
benim için bir zevktir.
ilk siparişi beklemek Verb
Rica ederim.
huzuruyla şeref vermesini rica etmek Verb
yönetim kurulunun emrinde çalışmak Verb
…'den zevk almak/hoşlanmak.
...mekten zevk almak Verb