interrupt

English-Turkish Translation

  1. (sözü/işi vb.) kesmek, ara/fasıla vermek, kesintiye/inkıtaa uğra(t)mak.
    It is not polite, to interrupt
    when someone is talking. The war interrupted the flow of commerce between the two countries.
  2. (birinin işine vb.) engel/mani olmak.
    A building interrupts the view from our window.
  3. intizamını bozmak, sekte vermek, sekteye uğratmak.
  4. kesinti, ara verme, daha öncelikli bir programı icra için bilgisayarın üzerinde çalıştığı programı geçici olarak durdurma.
  5. kesme devresi, kesinti işareti veren devre.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

interrupt one's journey
yolculuğuna ara vermek Verb
interrupt a speaker
bir konuşmacının sözünü kesmek Verb
interrupt a statutory limitation
zaman aşımı süresine ara vermek Verb
interrupt analyzer
kesilme çözümleyici
interrupt control routine
kesilme (araya girme) denetim yordamı
interrupt depreciation
amortismana ara vermek Verb
interrupt handler
kesme işleyici Information Technology
interrupt prescription
zamanaşımını durdurmak Verb
interrupt someone in his speech
birinin konuşmasını kesmek Verb
interrupt someone who is speaking
söz kesmek Verb
interrupt switch
kesme anahtarı Information Technology
interrupt the debate with a question
bir tartışmayı bir soruyla kesmek Verb
interrupt the debate with a question
müzakereyi bir soru ile kesmek Verb
interrupt the flow of commerce between two countries
iki memleket arasındaki ticaret akışını durdurmak Verb
interrupt the view
manzaraya engel olmak Verb
interrupt to debate with a question
müzakereyi bir soru ile kesmek Verb
every time you interrupt you make me lose count
beni her durduruşunda sayımı şaşırtıyorsun
English-Turkish phrases from Zargan's own database