sınır ötesi
Adjective, Politics-Intl. Relations
sınır aşırı
Adjective, Politics-Intl. Relations
sınır aşan
Adjective, Politics-Intl. Relations
sınır-aşan terörizm
Noun, Politics-Intl. Relations
Sınır Tanımayan Doktorlar
Proper Name, Organizations
Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun
Proper Name, Law
hava sınırı
Noun, Politics-Intl. Relations
baş sayfası siyah kenarla çıkan gazete
sınırı geçerek kaçmak
Verb
(a) ABD-Meksika sınırı, özellikle
Rio Grande boyunca uzanan sınır, (b) İngiltere-İskoçya sınırı.
sınır taburu
Noun, Military
hudut taburu
Noun, Military
sınır kapısı
Noun, Public Administration
sınır koruma kuvveti
Noun
sınır güvenlik servisi
Noun, Public Administration
sınır kontrol noktası
Noun
sınır çizgisi, sınır, hudut.
Noun
sınır hattı
Noun, Public Administration
(a) sınır komşusu olmak, (b) çok yaklaşmak, ramak kalmak, … eğiliminde olmak, dönüşmek.
The situation borders on tragedy: Durum bir faciaya dönüşmektedir.
to border on insanity: delirecek gibi olmak, az kalsın aklını oynatmak.
sınırların yeniden tespiti
sınır güvenliği
Noun, Public Administration
sınır güvenlik yolları
Noun, Public Administration
ABD İç Savaşlarından önce bağımsız eyaletlere komşu olan
Delaware, Maryland, Kentucky, Missouri eyaletleri.
Noun
ABD'nin Kanada hududundaki eyaletleri.
Noun
Rusya ile sınırı olan Avrupa devletleri.
Noun
sınır ticareti
Noun, Economics
(US) çoğunlukla ticaretle ilgili olarak komşu iki ülke arasındaki anlaşma
yasadışı sınır giriş/çıkış
Noun, Law
Hayvan ve Hayvansal Ürünler Sınır Kontrol Daire Başkanlığı
Noun, Organizations
Bitki ve Bitkisel Ürünler Sınır Kontrol Daire Başkanlığı
Noun, Organizations
Avrupa Sınır Gözetleme Sistemi
Proper Name, Organizations
Avrupa Sınır Ötesi Televizyon Sözleşmesi
Mayın Temizleme SFGS Tedarik Şubesi
Noun, Organizations
Karadenize Sahildar Ülkeler Sınır/Sahil Güvenlik Teşkilatları İşbirliği Forumu
Proper Name, Organizations
Veteriner Sınır Kontrol Noktaları
Noun, Organizations