contrast

  1. Noun, Language-Literature karşıtlık
  2. Noun, Photography kontrast
  3. (farkları belirtmek üzere) karşılaştırmak.
    In this book the writer contrasts good with/and evil.
  4. benzememek, farklı olmak, çelişmek, birbirinin zıddı olmak, tezat göstermek/teşkil etmek.
  5. çelişki, çelişme, zıtlık, tezat, aksilik.
    in contrast with: aksine olarak.
    In contrast with/to
    your belief that we shall fail, I know we shall succeed.
  6. fark(lılık), ayrılık, karşıtlık, benzemezlik.
    Such a contrast between brother and sister.
  7. ayırma, tefrik, farklarını belirtme.
  8. Photography kontrast: açıklık/koyuluk farkı, açık ve koyu kısımlar arasında renk farkı.
    This artist uses contrast skilfully.
kişinin kendi fikrine tamamıyla ters düşmek Verb
moda tezadı
moda tezatı
karşıtlık ayarı Information Technology
ithal mallarını yerli ürünlerle karşılaştırmak Verb
çok kontrastlı resim
karşılık
buna mukabil
...'ye karşıt olmak Verb
'ye karşıt olarak