koroner arter bypass ameliyatı
Noun, Medicine
koroner bypass ameliyatı
Noun, Medicine
bypass ameliyatı
Noun, Medicine
koroner arter bypass ameliyatı
Noun, Medicine
koroner bypass ameliyatı
Noun, Medicine
bypass ameliyatı
Noun, Medicine
oyun fişleri karşılığında para almak
Verb
(US) kendi mallarını başka markalı mal diye yutturmak
Verb
ehliyet sınavını kazanmak
Verb
hayatını gözden geçirmek
Verb
hayatının şöyle bir muhasebesini yapmak
Verb
mezuniyet (bitirme) sınavını vermek
Verb
when the chips are down
k.d. müşkül durumda, sıkışık/kritik anda, başı dara gelince.
göndericinin gümrük sevk pusulası
balık savağı: bir baraj etrafında som balığı vb.'nin akıntıya karşı yukarı çıkabilmeleri için yapılmış basamaklı havuz.
Noun
ileri pas: topun muhasım kaleye doğru atılışı.
Noun
paso, ücretsiz bilet.
Noun
(futbol/basketbol) zıplayarak atılan pas.
Noun
(askerlik) gece izni belgesi
geçmesine izin vermek
Verb
geçme sine izin vermek
Verb
milimetrik pas
Noun, Football
savaşta tarafsız gemiye verilen belge
iş seyahati müsaadesi
Noun, Military
(askerlik) iş seyahati müsaadesi
Noun
(hapishane) ziyaretçi müsaadesi
Noun
kanun tasarısını onaylamak
Verb
bir adayı sınavda geçirmek
Verb
güvensizlik önergesini kabul etmek
Verb
(Br) devir temlikte bulunmak
Verb
(fiyat) tüketiciye yükletmek
Verb
bu kişilerin evinde oturanları kapsamaz
bir hesabı kabul etmek
Verb
tadil teklifini kabul etmek
Verb
(a) sona ermek, bitmek, son bulmak, nihayetlenmek, nihayete ermek, (b) ölmek, vefat etmek, (c) (zaman) geçmek.
(hikâye) inanılmayacak olmak
Verb
(Br) vadeli veya cari hesap cüzdanı
tüccarlarca müşterilere verilen ve müşterinin veresiye satın alınan malların ayrıntılarının kaydedildiği defter
(a) ihmal etmek, saymamak, önem vermemek, atlamak, gözden kaçırmak, nazarı itibara almamak, (b) yanından geçmek, geçip gitmek.
(İngiliz üniversitelerinde) orta mezuniyet derecesi.
poll, poll degree ile ayni anlama gelir.
Noun
(a) (mahkeme kararını) tebliğ etmek, bildirmek, (b) nesilden nesile iletmek/nakletmek.
This custom has been handed down since the 17th century. This ring has been handed down in my family. (c)
ABD açıklamak, resmen beyan etmek.
The board of directors will hand down the figures on Monday.
askeri birlikleri teftiş için bir baştan bir başa katetmek
Verb
(Br) üniversite bitirme sınavı
… sayılmak, … gibi kabul/telâkki olunmak, … yerine geçmek, … diye geçinmek.
(a) (sahte para vb.) sürmek, (sahte malı) yutturmak, aldatmak.
pass off a false coin on someone:
birine sahte para sürmek.
argo mantara bastırmak, (b) … diye geçinmek, kendini … diye satmak, sahte hüviyetini kabul ettirmek.
He passed himself as a doctor. (c) nazarı itibara almamak, saymamak, atlamak, ihmal etmek, geçiştirmek, boş vermek, üzerinde durmamak,
argo ıska geçmek.
He passed off the difficult question.
pass sth off as a joke: bir şeyi şakaya vurmak, şaka sayarak üzerinde durmamak. (d) sona ermek, zeval bulmak, kaybolmak, zail olmak.
(a) (mahkeme kararını) tebliğ etmek, bildirmek, (b) nesilden nesile iletmek/nakletmek.
This custom has been handed down since the 17th century. This ring has been handed down in my family. (c)
ABD açıklamak, resmen beyan etmek.
The board of directors will hand down the figures on Monday.
(a) ölmek, vefat etmek, (b) başkasına vermek/ intikal ettirmek, aktarmak, geçirmek.
Read this and pass it on: Bunu okuduktan sonra başkalarına veriniz/geçiriniz/dolaştırınız. (c) geçmek, hareket etmek.
Let us now pass on to the next subject: Şimdi bir sonraki konuya geçelim.
vergiyi bir şey üzerine yüklemek
Verb
(ilim) ışığını elden ele geçirmek
Verb
(a) bayılmak, kendini kaybetmek, kendinden geçmek, (b) dağıtmak, yaymak, tevzi etmek.
The teacher passed out the report cards. (c)
Brit. (askerî okuldan) mezun olmak.
(a) saymamak, kale/nazarı itibara almamak, ihmal etmek, atlamak, boş vermek, farketmemek, görmemek, görmemezlikten
gelmek.
The teacher passed over my mistake. (b) ölmek, (c) aşmak, geç(ir)mek. (d)
pass over to the enemy: düşmana katılmak.
motorlu taşıt sınır geçme izni
hedefin ötesine geçmek
Verb
profesörlüğü bırakmak
Verb
yazılı sınavı geçmek
Verb
zor zamanlar yaşamak
Verb
birçok kez el değiştirmek
Verb
mülkiyeti başkasına devretmek
Verb
(a) (fırsatı) kaçırmak, yararlanmamak, istifade etmemek, vazgeçmek, feragat etmek.
to pass up a chance to go to university. (b)
bk.: pass over.
elinden fırsatı kaçırmak
Verb
bir fırsatı kaçırmak
Verb
işemek, çiş yapmak, su dökmek.
(elektrik) alçak geçitli süzgeç