carrier

  1. Noun, Tourism taşıyıcı
  2. Noun (a) taşıyıcı, taşıyan (kimse/şey), hamal, (b) nakliyeci, nakliye şirketi.
  3. Noun postacı, dağıtıcı, müvezzi.
  4. Noun gazete dağıtıcısı/müvezzii.
  5. Noun aircraft carrier ile ayni anlama gelir. uçak taşıma/nakliye gemisi.
  6. Noun taşıma düzeni/tertibatı: bavul, kayak vb. taşımak için otomobile takılan düzen.
  7. Noun (bkz: common carrier ).
  8. Noun, Machines iletme/hareket düzeni.
  9. Noun, Medicine (mikrop) taşıyıcı: kendisi bağışık olduğu halde hastalık mikrobunu başkasına bulaştıran (insan, bitki vb.).
  10. Noun, Chemistry aktarma tezgeni: bir elemanı bir bileşimden öbürüne aktaran tezgen.
  11. Noun başka maddeleri faal kılan âtıl madde.
  12. Noun
    carrier wave ile ayni anlama gelir. taşıyıcı dalga.
    carrier frequency: taşıyıcı frekans.
  13. Noun
    carrier pigeon ile ayni anlama gelir. posta güvercini, haberleşme/muhabere güvercini.
  14. Noun
    carrier base ile ayni anlama gelir. vernik boya yapımında rengin katıldığı astar/taban madde.
  15. Noun kendinde görülmeyen bir özelliği kalıtım yolu ile sonraki kuşağa taşıyan kimse.
taşıyıcı
hava nakliye şirketi. Noun
hava ulaştırmasında kullanılan uçak. Noun
uçak gemisi
uçak gemisi.
zırhlı personel taşıyıcı Noun, Military
zırhlı personel taşıyıcı Noun, Military
semptomsuz taşıyıcı Noun, Medicine
asemptomatik taşıyıcı Noun, Medicine
kanguru Noun, Child Care
bagaj taşıyıcı
bagaj kapağı
dökme mal taşıyıcısı
yığma yük taşıyıcısı
kamyonla
kart hamili
kart sahibi
yük gemisi
(US) para taşıyan araç
yetkili nakliyeci
kiralık uçak
taşımacı, nakliyeci, taşıma/nakliye şirketi, para ile insan ve mal taşıyan şahıs/şirket: demiryolları,
denizyolları, havayolları vb.
carrier ile ayni anlama gelir.
Noun
müteselsil nakliyeci (ikinci nakliyeci
sözleşmeli taşıyıcı
gümrük nakliyecisi
veri taşıyıcı
malları taşıyıcıya emanet en teslim etmek Verb
malları taşıyıcıya emaneten teslim etmek Verb
malı teslim eden taşıyıcı
ilgili şahsa
uygun şekilde uygun yer ve zamanda malların taşıyıcı tarafından teslimi
iki ülke arasında belirli iki nokta arasında uçuş için ikili anlaşmayla belirlenmiş olan bir ülkenin havayolu
refakat gemisi
gönderen
yük taşıtı
yük taşıyan herhangi bir araç
yük uçağı
parça yük sevkıyatçısı
silah taşıyıcısı. Noun
karayolu nakliyecisi
(US) karayolu nakliyecisi
duvarcı yamağı, duvarcıya tuğla/harç taşıyan yardımcı.
gezi işletmesinin ya da seyahat ajanının bir uçağın koltuklarının bir bölümünü kapatması
yeniden halka satmak amacıyla bir kişinin
ilk taşıyıcı
memleket içi yük taşıyıcı
sigortayı üstlenen
aracı taşımacı
(US) yalnızca bir devletin içinde hizmet veren havayolu ya da taşımacılık şirketi
kara taşımacı
dağıtıcı, müvezzi, postacı, posta dağıtıcısı/müvezzii.
nakliyeci sorumluluğu
nakliyeci sorumluluğu
sınırlı taşıyıcı
rica karşılığında yalnız bazı mal türlerini taşıyan taşıyıcı
yükleme yapan sevkıyatçı
yük taşıyıcı
triportör
(bisiklet) bagaj taşınan araç
bagaj kapağı
bagaj hamalı
postacı
yük gemisi
kamyoncu
kamyon ileticisi
şilep
transit taşıyıcı
maden filizi taşıyıcısı
bagaj yeri
paket postası taşıyıcısı
personel taşıyıcısı
asker taşıma aracı Noun, Military
yemek asansörü
özel taşıyıcı
malların belirli anlaşmalara göre taşınması
mukaveleli taşıyıcı (mallarını taşımak üzere birkaç üretici , tüccar ile özel anlaşmalar yapan taşıyıcı
demiryolu taşıyıcısı
reasürans şirketi
reassürans yapan kimse
reasürans yapan kimse .
(a) rolü sadece yürümekten ibaret olan aktör, (b) bir kurumda önemsiz görevi olan kimse.
özel taşıyıcı
müteakip nakliyeci
aktarmalı sevkıyatçı
(US) küçük kentler ve kasabalar arasında kısa uçuşlar yapan uçak
asker taşıma uçağı. Noun
piyade birliklerini ve teçhizatını taşıyan zırhlı kamyon. Noun
kamyonla taşımacılık şirketi
450.000 ile 500.000 dedveyt ton ham petrol taşıyabilen tanker
su borusu
su kanalı
nakliye ve sevkıyat acentesi
nakliye ve sevkiyat acentesi
(kâğıt/plastik) pazar çantası, alışveriş çantası/torbası. (
ABD:
shopping bag).
carrier ile ayni anlama gelir. vernik boya yapımında rengin katıldığı astar/taban madde.
uçak gemisi uçağı
akım iletkeni donanımı
taşıma ruhsatı
carrier ile ayni anlama gelir. posta güvercini, haberleşme/muhabere güvercini.
yeni satırbaşı Information Technology
tren yolu tahvilleri Noun
taşıyıcı düzeni
akım nakili aracılığıyla telgraf
yüksek frekanslı telefon
carrier ile ayni anlama gelir. taşıyıcı dalga. carrier frequency: taşıyıcı frekans.
taşıyıcının hakları Noun
taşımacılık
nakliyecilik
nakliyeci ücreti
nakliyeci-sevkıyatçının sorumluluğu
nakliyecinin sorumluluğu
nakliyecinin mallar üzerindeki ipotek hakkı
nakliyecinin mallar üzerindeki rehin hakkı
hapis yetkisi
taşımacının haczetme yetkisi
taşıyıcı yük listesi
taşıyıcının ihmali
taşımacı makbuzu
taşıma senedi
taşıyıcının riski
hava taşıyıcısı lisansı
hava taşıyıcısı izni
müşterek taşıyıcı sigortası Noun
taşıyıcının hatlarına yeni hatlar ilave etmek Verb
taşıyıcı hatlara yeni ilave hatlar Noun
kamyon işletmeciliği
risk taşıyıcının olmak üzere
silah taşıma aracı
aynı satırda satırbaşı Information Technology
Taşıyıcıya Masrafsız, Taşıyıcıya Teslim Noun, Commerce