göğüs grafisi
Noun, Medicine
göğüs röntgeni
Noun, Medicine
içini dökmek, derdini/sırrını açmak/açılmak.
içini dökmek, dert yanmak, derdini dökmek/açmak, açılmak, içindekileri açığa vurmak.
saman altından su yürütmek, kimseye sezdirmeden işini becermek.
kollarını göğsünde kavuşturmuş
bekâr dolabı: üstü yazı masası olarak kullanılan çekmeceli dolap.
yardım parası/ödeneği: hayır cemiyetlerinin ve fertlerin hayır işleri için topladıkları para.
ecza dolabı
Noun, Occupational Safety
antika ilaç dolabı
Noun, Medicine
Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı
Noun, Cinema
pyx = pix ile ayni anlama gelir. darphanelerde miyar sikkelerin saklandığı sandık.
gemi kantini, seyahat esnasında denizcilere satılan elbise, ayakkabı, tütün vb. deposu.
içi kurşun kaplı çay sandığı
(siyasî kampanya vb. için ayrılan) mücadele ödeneği.
Noun
göğüs boşluğu
Noun, Anatomy
göğüs hastalıkları
Noun, Diseases
göğüs hastalıkları
Noun, Diseases
göğüs dreni
Noun, Medical Equipment
göğüs tüpü
Noun, Medical Equipment
göğüs grafisi
Noun, Medicine
göğüs röntgeni
Noun, Medicine
sandık tipi derin dondurucu
Noun, Food-Kitchen
üstten kapaklı sandık tipi dondurucu
Noun, Food-Kitchen
göğüs ağrısı
Noun, Medicine
kalın ses, insan sesinin kalın perdesi.
Noun
göğüs travması
Noun, Medicine
göğüs dreni
Noun, Medical Equipment
göğüs tüpü
Noun, Medical Equipment