bir şeyi tehlikeye atmak
Verb
hayatını tehlikeye atmak
Verb
hayatını bir şansa bağlamak
Verb
çok zayıf ihtimal, olanaksızlık, imkânsızlık.
tesadüfen, kazara.
by any chance: talihin yardımı ile, iyi bir tesadüf eseri olarak, Allah kısmet
ederse.
Shall we see you there by any chance?
by mere chance: sırf tesadüf eseri olarak.
(çetin mücadele ile ulaşılabilecek) başarı olasılığı.
He has a fighting chance to get well. There is fighting chance for her recovery.
kumar, şans/baht oyunu.
Noun
iyi bir fırsatı boşa harcamak
Verb
kendi çıkarlarını gözetmek
Verb
(US) kaza sigortasında son kurtarma şansı
hiçbir şeyi şansa bırakmamak
Verb
bir şeyi şansa bırakmak
Verb
kazanç fırsatı, kişisel çıkar, şahsî menfaat.
have an eye on the main chance: (kişisel çıkarı için) fırsat gözlemek.
Noun
tesadüfen karşılaşmak
Verb
hiçbir şansı olmamak
Verb
hiç şansı olmamak.
He hasn't a dog's chance.
en ufak bir ihtimal dahi bulunmama
zayıf bir olasılık, (zayıf) ümit.
I came on the off chance of seeing her: Onu görmek ümidiyle
geldim.
He bought it on the off chance that it would come in useful: İşine yarayacağını umarak satın aldı.
I did it on the off chance: Sonunu tesadüfe bırakarak yaptım.
Noun
çok zayıf bir ihtimalle, belki … diye, … takdirde.
I went to the library on the off chance seeing him there: Belki de onu görürüm diye kütüphaneye gittim.
On the chance off your returning: Şayet geri dönerseniz/Döndüğünüz takdirde …
gerekirse, icabında, hini hacette, ne olur ne olmaz.
elinden fırsatı kaçırmak
Verb
kazanma şansı.
They gave the less experienced players a sporting chance by handicapping the experts.
kazanmayı olduğu kadar kaybetmeyi de düşünerek tehlikeyi göze almak.
bir fırsatı değerlendirmekten vazgeçmek
Verb
uygun bir zamanınızda
Adverb
müsait bir vaktinizde
Adverb
size uygun bir zamanda
Adverb
müsait olduğunuzda
Adverb
üstüne büyük risk almak
Verb
bir kavgada ya da kendini savunurken adam öldürme
ömür boyu bir kez ele geçecek fırsat
(birine) raslayıvermek, tesadüfen karşılaşmak.
tesadüfen orada olmak
Verb
tesadüfen bir şey yapıyor olmak
Verb
tesadüfen bir şeyle karşılaşmak
Verb
üyelerin oylamasıyla verilen jüri kararı
olanaksızlık, imkânsızlık, hiçbir başarı vb. ihtimali olmama.
milyonda bir ihtimal, çok zayıf ihtimal.
tesadüf bu ya, ...
Adverb
ümidiyle, zayıf bir ihtimalle.
... olması ihtimali %....
Sentence
Bu işi şansa bırakamayız.
Köfte Yağmuru
Proper Name, Cinema