divide

English-Turkish Translation

  1. böl(ün)mek, bölüş(tür)mek, bölüşülmek, paylaş(tır)mak, taksim etmek/edilmek.
    divide twenty-five by
    five. divide the cake between/among you.
    15 divided by 3 is 5 = 3 divides into 15, 5 times: 15, 3'e bölünürse 5 bulunur/15'te 3, 5 kere var.
    divide this line into 6 equal parts.
  2. ayır(ıl)mak.
    The river divides and forms 2 streams. A brick wall divides our garden from/and our neighbor's garden.
  3. ara açmak, ikilik/fikir ayrılığı yaratmak.
    I hope this disagreement will not divide us.
  4. sınıflandırmak, tasnif etmek, kısımlara ayırmak.
  5. oy kullanmak için ikiye ayırmak/ayrılmak.
  6. dallanmak, çatallaşmak, dallara/kollara ayrılmak.
    The road divides 5 km from here.
  7. bölünme, ayrılma, ayrım.
    a divide in road: yol ayrımı.
    the great divide: ölüm, hayatla ölümü ayıran sınır.
  8. height of land ile ayni anlama gelir. su bölümü çizgisi.
  9. bölme işlemi, bölüm.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

divide one's property among one's heirs
malıni mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak Verb
divide one's property amongst one's heir
malını mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak Verb
divide one's property amongst one's heirs
malını mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak Verb
divide one's propertyamong one's heirs
malını mülkünü mirasçılar arasında paylaştırmak Verb
divide one's time between work and play
zamanı iş ile oyun arasında bölmek Verb
divide-and-conquer
böl ve fethet Adjective, Politics-Intl. Relations
continental divide
kıta su bölümü çizgisi.
cross the Great Divide
ölmek.
digital divide
bilgi teknolojilerine erişimde eşitsizlik
digital divide
dijital bölünme (Kaynak: CEDEFOP) Noun, Education-Training
Great Divide
su bölümü çizgisi, büyük dağ silsilesi. Noun
Great Divide
hayat ile ölümü ayırdığı tasarlanan çizgi. Noun
Great Divide
büyük kriz/buhran. Noun
divide (land) into parcels
parsellemek Verb
divide 9 percent
yüzde dokuz temettü dağıtmak Verb
divide a bankrupt's estate
müflisin mallarını dağıtmak Verb
divide a bankrupt's estate
müflisin mallarını bölmek Verb
divide a book into chapters
bir kitabı bölümlere bölmek Verb
divide a line
bir satırı bölmek Verb
divide a line
satırı bölmek Verb
divide a town in wards
bir kenti bölgelere ayırmak Verb
divide an estate
bir terekeyi bölmek Verb
divide and rule
böl ve yönet Noun
divide between
aynı zaman süresini tanımak Verb
divide et impera
(Lat) böl ve yönet
divide et imperia
Parçala ve yönet. (Machiavelli'nin siyasî özsözü.)
divide expenses in equal proportions
masrafları eşit olarak bölmek Verb
divide from
'den ayırmak Verb
divide into lots
malları parti parti ayırmak Verb
divide into lots
(US) parsellemek Verb
divide into quarters
dört bölüme ayırmak Verb
divide into three parts
üç parçaya bölmek Verb
divide it up among themselves
bölüşmek Verb
divide land into lots
ifraz etmek Verb
divide money equally
parayı eşit olarak bölmek Verb
divide pimss
kârı dağıtmak Verb
divide shares
hisseleri bölmek Verb
divide something among a group
bölüştürmek Verb
divide something among or between themselves
kırışmak Verb
divide something in half
ortalamak Verb
divide something into so many parts
ayırmak Verb
divide something into two equal parts
ortasını bulmak Verb
divide the chocolates among you
çikolataları ara nızda paylaştırın
divide the costs between the parties
masrafları taraflar arasında paylaştırmak Verb
divide the costs between the parties
giderleri taraflara paylaştırmak Verb
divide the house
(parlamento , Br) isim çağrılarak oylama yapmak Verb
divide the market
piyasayı paylaşmak Verb
divide the profits
kârı paylaşmak Verb
divide up a country
bir ülkeyi parçalamak Verb
divide up the spoils
yağma edilen şeyleri paylaşmak Verb
divide up the work
işi paylaştırmak Verb
propose to divide the house on a question
bir soru hakkında oylama teklif etmek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database