Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
practical
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Adjective
amelî, işlemsel, eylemsel, pratik, uygulamalı.
practical mathematics. a practical application of a rule.
Adjective
elverişli, kullanışlı, yararlı, faydalı, pratik.
His legal knowledge was not very practical when he became a chemist.
Adjective
tecrübeli, amelî tecrübesi olan.
Adjective
elinden iş gelir, eli işe yatkın.
a practical man.
Adjective
pratik zekâ sahibi, gerçekçi, mantıkî, makul, bir işin geleceğini/yarar ve zararını düşünen ve kestirebilen,
gerçeklere uygun davranan.
a man of practical mind. We've got to be practical and buy only what we can afford.
Adjective
doğal, alelâde, tabiî, bayağı.
Adjective
fi'lî, aslında, hemen hemen.
So many of our soldiers were killed that our victory was a practical defeat.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
become practical
pratikleşmek
Verb
practical agriculture
pratik tarım
practical application
pratik uygulama
practical art
elişleri, el sanatları.
practical demonstration
pratik gösteri
practical experience
pratik deneyim
practical impossibility
fiili imkânsızlık
Noun
practical impossibility
fiili imkansızlık
Noun, Law
practical joke
el şakası, azizlik, muziplik,
argo
eşek şakası.
practical joke
el şakası
Noun
practical knowledge
pratik bilgi
practical mechanics
makina bilgisi
practical mechanics
pratik makine bilgisi
practical mechanics engine breakdown
makine bilgisi makine bozukluğu
practical men
pratik kimseler
practical method
pratik yöntem
practical method
pratik metot
practical nurse
pratikten yetişen hemşire.
practical politician
meslekten politikacı
practical politics
vb
practical politics
hemen uygulanabilecek ve sonuç aldırıcı planlar
Noun
practical politics
politikalar
Noun
practical politicss
reelpolitik
practical propoposition
uygulanabilecek teklif
practical proposal
pratik öneri
practical proposition
uygulanabilecek teklif
practical suggestion
pratik fikir
practical training
staj
appeal a practical minds
pratik kafaların hoşuna gitmek
Verb
appeal to practical minds
pratik kafaların hoşuna gitmek
Verb
for all practical purposes
aslında, her bakımdan, gerçekten, amelî olarak, fi'len, bilfiil.
He does so little work in the office
that for all practical purposes it would make no difference if he didn't come.
have practical control of
fiilen kontrolü altında olmak
Verb
in practical terms
pratik bir ifade ile
licenced licensed practical nurse
(US) belgeli hemşire
of no practical value
uygulama değeri yok
overcome the practical difficulties of a scheme
bir planın uygulama güçlüklerini halletmek
Verb
play a practical joke on sb
birine eşek şakası yapmak
Verb
with practical unanimity
hemen hemen ittifakla
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.