dengesini kaybetmemek
Verb
birinin hesabında zimmet (borç) bakiyesi bırakmak
Verb
borç bakiyesi bırakmak
Verb
dengesini bulmak, düşecekken kendini toplayıp düşmemek.
dengesini yeniden bulmak
Verb
hesap bakiyesi
Noun, Accounting
düzeltilmiş bakiye bilançosu
Noun
ayar tayininde kullanılan terazi, ayar terazisi.
bir meblağdan masraf ve borçlar düşüldükten sonra geri kalanı
bir ay boyunca bir hesaptaki günlük bakiye toplamının o ay içindeki gün sayısına bölünmesiyle elde edilen rakam
(a) bankadaki alacak/matlup, (b) bir bankanın sayışım odasındaki alacak bakiyesi.
işyeri kasasında herhangi bir zamandaki nakit para
nakit dengesi
Noun, Accounting
cari hesap alacak bakiyesi
takas odasının gün sonundaki bakiyesi
bir çek hesabı açtıran şahsın kendi rızasıyla bankadan almış olduğu borcun belirli bir yüzdesini çekemeyeceğine dair teminatı
alacak bakiyesi
Noun, Accounting
alacak hanesindeki bakiye
zimmet veya matlup bakiyesi
atıl hesap (uzun süre kullanılmadığı için bakiyesi değişmeyen hesap
ekolojik denge
Noun, Environment-Ecology
elektrolit dengesi
Noun, Medicine
nihai kapanış bilançosu
Noun
sıvı dengesi
Noun, Physiology
dış ülkelerdeki mal varlığı
yabancı ülkelerdeki bakiyeler
çek hesabında müsaade edilen en az bakiye
ödemeler bilançosunda görünmeyen ödemeler dengesi
görünmeyen ödemeler dengesi
(US) ticaret bilançosu
Noun
bir bankanın diğer bir bankadaki bakiyesi
her husus etraflıca düşünüldüğü takdirde.
açılış açılma bilançosu
Noun
bir hesabın yeni muhasebe dönemi başındaki bakiyesi
faiz dışı denge
Noun, Economics
faiz ya da primin dışında bir ipotek ya da başka bir borcun ana meblağı
malvarlığı bilançosu
Noun
mal varlığı bilançosu
Noun
perakende bakiyesi (nakit avanslarının aksine , toplam bakiyenin mallar ve hizmetler satın alımını gösteren bölümü
hazine garantili kısa vadeli senetler ve mevduat
sterlin bölgesi ülkelerinin Londra'da tutulan hesapları
Noun
yatırımlar ve iş adamlarınca Londra'da tutulan hazine bonoları
Noun
(ödemeler dengesi) pozitif ödeme dengesi
burulum tartacı/terazisi.
reorganizasyon bilançosu
Noun
trete bakiyesi (reasürans tretesine ait bir prim hesabı ve hasar ödemeleri tahtında reasürörün asli sigortacıya
veya asli sigortacının reasürörüne ola
terazinin öteki kefesine koymak
Verb
daha önceki bir hisse senedi belgesinde belirtilen senetlerden bir kısmını satmış bir kişiye firma tarafından verilen belge
vadesi gelmiş bakiye borç
önceki hisse senedi belgesinde ayrıntıları belirtilen hisselerden bir kısmını satan hissedara şirketin geçici olarak verdiği belge
bir işin belli bir zamandaki net varlığını gösteren toplam aktif ve toplam pasifini liste halinde veren ayrıntılı cetvel
(saat) pandül yayı.
balance staff: pandül mili.
hisse senedi sertifikası transferini yaptığı hisse senedi sayısından daha yüksek meblağlı olduğu durumda
hisse senedi transferi yapan kişiye verilen belge
emanet edilen hisse senetleri karşılığında verilen pusula
balance ile ayni anlama gelir. dara.
saatin denge çarkı. pandül.