Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
contain
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Transitive Verb
içermek, içine almak, içinde bulun(dur)mak.
This bottle contains 2 glasses of beer.
Transitive Verb
kapsamak, şamil olmak, ihata etmek.
Transitive Verb
(içinde) olmak, ihtiva etmek, havi olmak.
Beer contains alcohol
: Birada alkol vardır.
Transitive Verb
tutmak, zaptetmek, kontrol altına almak.
contain oneself
: kendini tutmak, kendine hâkim olmak.
Try to contain your anger/yourself.
be unable to contain oneself
: kendini tutamamak, içi içine sığmamak.
Transitive Verb
önlemek, (etkisini vb.) sınırlandırmak, tahdit etmek.
The demand for free election can be contained no longer.
Transitive Verb, Mathematics
(kalansız) bölünebilmek, katı/misli olmak, kabili taksim olmak.
Fourty-two contains six
: 42, 6'nın katıdır.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
contain one's feelings
duygularına hâkim olmak
Verb
contain one's liquidity
likidite problemlerini halletmek
Verb
contain one's liquidity problems
likidite problemlerini halletmek
Verb
be able to contain
almak
Verb
contain sb's enthusiasm
birinin heyecanını tutmak
Verb
contain unfair censures of a new book
yeni bir kitabı haksız yere tenkit etmek
Verb
contain yourself
kendine hâkim olmak
Verb
which does not contain enough sugar
şekersiz
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.