contrary

  1. Adjective münafi (outdated)
  2. zıt, aykırı.
    contrary to fact: gerçeğe aykırı.
    contrary propositions: zıt öneriler.
    two contrary examples.
  3. aksi, ters, muhalif.
    two contrary statements.
    departures in contrary directions: ters yönlerde hareket.
  4. öteki, öbür(ü), diğer(i).
    I will make the contrary choice: Ben ötekini seçeceğim.
  5. karşı, mugayir.
  6. inatçı, aksi, ters, dikkafalı.
    a contrary child.
  7. Botany dik, dikey.
  8. (birşeyin) aksi, zıddı.
    to prove the contrary of a statement.
  9. zıt iki şeyden herbiri.
  10. Logic karşıt/zıt (kavram/önerme): biri doğru ise öteki yanlış olan, fakat her ikisi de doğru veya her ikisi
    de yanlış olabilen önermeler. Örneğin
    “All judges are male.” ve
    “All judges are female.” önermeleri karşıttır.
bilgisi hilafına
normal alışkanlıklarına ters düşen
aksiinısavunmak Verb
aksiinıiddia etmek Verb
aykırılaşmak Verb
mukabil delil
aksine bir hüküm olmadığı takdirde
aksine delil olmadığı takdirde
aleyhine delil olmadığı takdirde
aksini belirtmediğiniz takdirde
tersini ispatlayacak delil bulunmadığından
mukabil delil olmadığı takdirde
tersinıispatlayacak delil bulunmadığından
aksini ispatlayacak delil bulunmadığından
aksi takdirde
aksini iddia etmek Verb
aksiinısavunmak Verb
aksine bir hükmü bildirme
aksine herhangi bir hüküm olsa dahi
aksine bir hüküm olsa dahi
(a) tersine, aksine, bilâkis.
He was reported to be cruel, on the contrary he was very kind. (b)
diğer taraftan, başka bir açıdan/noktai nazardan.
On the contrary, there may be some who would agree with you.
tersine Adverb
tam tersine Adverb
aksine Adverb
karşı fikir
aksine bir uygulama
karşı delil göstermek Verb
karşıt kanıt göstermek Verb
aksine delil
karşıt kanıt
tersinıispat etmek Verb
tersini ispat etmek Verb
tersini kanıtlamak Verb
aksine bir hüküm kmü
aksine bir hüküm
aksi ne haber
dünya kurulduğundan beri Adverb
karşı mülâhaza
aksine bir şart
aksi(ne/ni), tersi(ne/ni), zıddı(na), nakzeden, başka türlü.
He may be blameless, but the evidence
points to the contrary. If you don't hear to the contrary, I'll meet you at 7.00 o'clock outside the theater.
I have nothing to say to the contrary: Buna karşı hiçbir diyeceğim yoktur.
aksi belirtilmedikçe Adverb, Law
-e rağmen, -e aykırı olarak, tersine, aksine, zıddına.
beklenilenin hilafına
sağduyuya aykırı
beklenenin tersine
beklenenin aksine
beklentilerin tersine
âdetlere aykırı
mutadı hilafına
talimata aykırı
devletler hukukuna karşı
kanuna aykırı
emre aykırı olarak
emirlere aykırı olarak
polis nizamnamesine aykırı
yaygın kanının aksine Adverb
yaygın inanışın aksine Adverb
yaygın kanaatin aksine Adverb
toplum ahlakına aykırı
kamu düzenine aykırı
akla aykırı
kurallara aykırı olarak
nizamnameye aykırı
kurallara aykırı
tüzüğe aykırı
nizamnameye aykırı
deliller hilafına
gayri meşru
kanuna mugayir
kanuna aykırı
kurallara aykırı
ters rüzgâr
kanuna aykırı
bir kanuna aykırı hareket etmek Verb
talimatlara aykırı hareket etmek Verb
talimata aykırı hareket etmek Verb
kanuna aykırı hareket etmek Verb
ihlal etmek Verb
aykırı düşmek Verb
aleyhte olmak Verb
...'e aykırı olmak Verb
beklentilerin tersine olmak Verb
amaca aykırı düşmek Verb
aksi sabit olduğu takdirde
bu belgede yer alabilecek aksi yöndeki hükümlere bakılmaksızın Adverb, Law
Burada yer alabilecek aksi yöndeki herhangi bir hükme bakılmaksızın Adverb, Law
...'de yer alabilecek aksi yöndeki hükümlere bakılmaksızın Adverb, Law
...'de yer alabilecek aksi yöndeki hükümlere bakılmaksızın Adverb, Law
yukarıda aksine bir hüküm olsa dahi Adverb, Law
kamu çıkarına aykırı kısıtlamalar Noun
kamu menfaatine aykırı kısıtlamalar Noun
...'e aykırı olmak Verb
aksi ispatlanmadıkça
aksi ispatlanıncaya kadar
tersi kanıtlanıncaya kadar
duruşma hâkiminin hukuki sorunlara ilişkin talimatına aykırı jüri kararı