driving

English-Turkish Translation

  1. Adjective, Machines tahrik eden, hareket ettiren
  2. enerjik, cerbezeli, canlı, tuttuğunu koparan.
    a driving young salesman.
  3. şiddetli, amansız.
    a driving storm.
  4. çeviren, işleten, hareket ettiren, muharrik, işletici, sürücü, döndürücü.
  5. sürme, sürüş.
  6. araba gezintisi.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Driving school activities (NACE code: P85.5.3)
Sürücü kursu faaliyetleri (NACE kodu: 85.53) Noun, Trades-Professions
forfeit one's driving licence
sürücülük ehliyetini elinden almak Verb
forfeit one's driving licence
sürücü ehliyetini kaybetmek Verb
forfeit one's driving license
sürücü ehliyetini kaybetmek Verb
forfeiture of one's driving licence
sürücü ehliyetinin kaybedilmesi Noun
Manufacture of bearings, gears, gearing and driving elements (NACE code: C28.1.5)
Rulman, dişli/dişli takımı, şanzıman ve tahrik elemanlarının imalatı (NACE kodu: 28.15) Noun, Trades-Professions
pass one's driving test
ehliyet sınavını kazanmak Verb
(military) basic driving
temel sürücülük eğitimi
basic driving
(askerlik) temel şoförlük eğitimi
book someone for reckless driving
tehlikeli araba sürmekten birini tutuklamak Verb
careless driving
dikkatsiz otomobil kullanma
dangerous driving
tehlikeli araba kullanma
dangerous driving
tehlikeli araba sürme
disqualify someone from driving
birinin ehliyetinıalmak Verb
drinking and driving
alkollü araç kullanma
emphasize the importance of careful driving
dikkatli araba kullanmanın önemini vurgulamak Verb
reckless driving
tehlikeli araç kullanma Noun
smooth driving
rahat otomobil yolculuğu
truck driving
kamyonculuk
wanton and furious driving
kaygısızca tehlikeli araba kullanma
driving as a profession
şoförlük
driving axle
tahrikli dingil Noun, Transport
driving ban
(Br) araba kullanma yasağı
driving bit
çarık
driving course
sürücü kursu
driving directions
yol tarifi Noun
driving disqualification
sürücü ehliyetinin alınması
driving experience
sürücülük deneyimi
driving force
itici güç Noun
driving force of ...
...'in lokomotifi Noun
driving fuel
benzin
driving fur
şoför kürk ceketi
driving hints
sürücü için talimat
driving instruction
sürücü talimatı
driving instructor
sürücü öğretmeni
driving iron
(a) sondaj matkabı, (b) demir başlı golf sopası.
driving lessons
sürücülük dersleri Noun
driving lessons
şoförlük dersleri Noun
driving licence
şoförlük ehliyetnamesi
driving licence
sürücü belgesi Noun, Land Transport
driving licence license
(Br) şoför ehliyeti
driving license
ehliyet
driving license
sürücü belgesi Noun, Land Transport
driving mechanism
çalıştırma düzeni
driving performance
sürücü performansı
driving power
itme gücü
driving power
muharrik kuvvet
driving propeller shaft
işletme mili
driving school
sürücü kursu Noun, Transport
driving school
sürücü okulu
driving test
şoförlük sınavı
driving test
ehliyet/şoförlük sınavı.
driving under the influence of alcohol
alkollü araç kullanma Noun, Law
driving wheel
(a) işletme dişlisi/çarkı, (b)
driver ile ayni anlama gelir. yürütücü tekerlek: lokomotifte muharrik
kuvvetin uygulandığı tekerlek, (c)
oto. direksiyon.
be charged with driving without light
farlarını yakmadan araba sürmek yüzünden ceza yemek Verb
disqualify a driving licence
araba sürmemesi için ehliyetini almak Verb
endorse a motorist's driving licence
(Br) araba sürücüsünün ehliyetine ceza yazmak Verb
endorsement of a driving (driver's ,) licence
(Br) US sürücü ehliyetine yazılan ceza
European driving licence
Avrupa Sürücü Ehliyeti (AT'na üye ülkelerin tek tip sürücü ehliyeti)
international driving licence license
uluslararası şoför ehliyeti
not know what someone is driving at
birinin nereye varmak istediğini kestirememek Verb
possessor of a driving licence
sürücü ehliyeti sahibi
remove the disqualification on a driving licence
(Br) trafik ehliyetini iade etmek Verb
revoke a driving licence
(Br) sürücü ehliyetini iptal etmek Verb
suspend a driving licence
sürücü ehliyetini geri almak Verb
take a driving test
(Br) sürücü dersi almak Verb
take driving lessons
sürücülük dersi almak Verb
take out a driving licence
sürücü ehliyeti almak Verb
the driving force behind ...
...'in arkasındaki itici güç Noun
the driving seat
şoför mahalli
to endorse a driving licence
sürücülük ehliyeti vermek Verb
to revoke a driving licence
sürücü ehliyetini iptal etmek Verb
understand driving a car
araba kullanmasını bilmek
what are you driving at
söylediklerinle nereye varmak istiyorsun ?
What are you driving at?
Ne demek istiyorsun?
withdraw sb's driving licence
birinin sürücü ehliyetini geri almak Verb
withdrawal of a driving licence
(Br) bir sürücü ehliyetinin geri alınması
European Driving Licence
avrupa sürücü ehliyeti
English-Turkish phrases from Zargan's own database