elbise

Turkish-English Translation

  1. Noun, Textile Industry dress
  2. clothes
  3. cloth
  4. gear
  5. costume
  6. dressing
  7. Noun garment
  8. wear
  9. tire
  10. feather
  11. apparel
  12. vestment
  13. stich
  14. toilette
  15. raiment
  16. clothes press
  17. habit
  18. vesture
  19. rig out
  20. suit of clothes
  21. robes
  22. toggery
  23. wearing apparel
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

av elbisesi
hunting-suit
çay elbisesi
tea gown
dalgıç elbisesi
diving suit
erkek takım elbisesi
lounge suit
ev elbisesi
house dress
gece elbisesi
cocktail dress Noun, Clothing-Fashion
gece elbisesi
evening gown
gece elbisesi
evening dress Noun, Textile Industry
gömlek biçiminde kadın elbisesi
shirtwaister
iş elbisesi
coveralls Noun, Occupational Safety
iş elbisesi
workwear Noun, Occupational Safety
iş elbisesi
overalls Noun, Occupational Safety
iş elbisesi
business suit Noun, Management
kadın elbisesi
frock
kişinin en iyi elbisesi
sunday clothes
matem elbisesi
weeds
matem elbisesi
mourning
merasim elbisesi
dressing uniform
vücuda iyice oturan sade görünüşlü kadın elbisesi
sheath
bluz ya da entari üzerine giyilen kolsuz elbise
jumper
frak veya resmi elbise
white tie
gelinlik elbise
wedding dress
gelinlik elbise
wedding-gown
hazır elbise
off the peg
hazır elbise
confection
hazır takım elbise
ready-made suit
hazır takım elbise
ready made suit
ince çizgili takım elbise
pinstripe suit
ısmarlama elbise
(woman's) tailor-made dress ;(Br) bespoke
ısmarlama elbise
(man's) tailor-made suit
modaya uygun elbise
modish dress
resmi elbise
formal dress
resmi elbise
party dress
resmi elbise
gown
resmi elbise
full dress
sivil elbise
civvies
sivil elbise
mufti
takım elbise
dress suit
takım elbise
suit
tek tip elbise
uniform Noun
tüvit kumaştan takım elbise
tweeds
zarif elbise
neat dress
elbise askısı
clothes peg
elbise askısı
hanger
elbise askısı
garment rack
elbise dolabı
closet Noun, Furniture Industry
elbise dolabı
wardrobe Noun, Furniture Industry
elbise fırçası
clothes brush Noun
elbise giydirmek
to gown Verb
elbise kiraya veren tüccar
costumier
elbise kolu
sleeve Noun, Textile Industry
elbise mecburidir
evening dress is obligatory
elbise modeli
fashion plate
elbise niz üstünüze tam oturdu
your dress is a very goodfit
elbise parçası
article of dress Noun
elbise provası
dress fitting Noun, Clothing-Fashion
elbise takımı
get up
elbise ütüsü
clothes press
elbise yakası
neck Noun
(kadın) dekolte elbise yakası
(Fr.) decolletage Noun
ayaklı elbise askısı
hall stand
hazır elbise almak
to buy a suit of clothes off the peg Verb
ısmarlama elbise yaptırmak
to have a suit made to measure Verb
takım elbise yapımcısının spor giysileri üretmeye başlaması
horizontal diversification
tüvit takım elbise giymiş
tweedy
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Çamaşır üstüne ... libas, esvap
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.