employer

English-Turkish Translation

  1. Noun, Law işveren
  2. Noun, Employment çalıştıran
  3. Noun iş veren, patron.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

approach one's employer about an increase in salary
maaş zammı almak için işverene yaklaşmak Verb
ask one's employer for a rise
(US) işvereninden maaşına zam istemek Verb
ask one's employer for a rise
(Br) işvereninden zam istemek Verb
be out of favour with one's employer
işverenin gözünden düşmek Verb
employee
çalışan Noun, Law
employer contribution
işveren katkı payı Noun, Insurance
give notice to one's employer
işverenine ihtarda bulunmak Verb
give notice to one's employer
işverene işten ayrılacağını bildirmek Verb
give one's employer notice that one intends to leave
işverenine işten ayrılma niyetinde olduğunu bildirmek Verb
give one's last employer as a reference
son işverenini referans olarak vermek Verb
give one's last employer as a reference
son işvereni referans olarak vermek Verb
take great pains to please one's employer
işverenin gözüne girmek için elinden geleni yapmak Verb
to ask one's employer for a rise
işveren maaşına zam istemek Verb
accrue to the employer
işverene düşmek (işverenin sorumluluğuna girmek Verb
apartment or house provided to an employee by his employer
lojman
be a large employer
çok işçi çalıştırmak Verb
by the employer
işverence Adverb, Employment
certificate from last employer
son çalışılan yerden alınan bonservis
commend a man to his employer
birini işverenine tavsiye etmek Verb
current employer
şimdiki işveren
employed and employer
işveren ve işçiler
entice someone to change employer
ayartmak Verb
equal opportunity employer
ayrıcalıksız işveren: işçiler veya adayları arasında ırk, renk, din, cinsiyet, milliyet farkı gözetmeden
hepsine eşit haklar tanıyan işveren.
ex employer
eski işveren
ex employer
önceki işveren
exacting employer
titiz işveren
hire and fire employer
en basit bir nedenle çalışanları işten atan işveren
joint employer
ortak işveren
liability of employer
işveren sorumluluğu
most recent employer
en son çalışılan yer
premises of the employer
işverenin işyeri Noun
refer to a former employer
eski bir işvereni referans olarak vermek Verb
rich employer
yağlı kapı
temporary employer
geçici işveren
employer and employed
s işveren ve işçiler
employer and his agent
işveren ve temsilcisi
employer and his agent
işveren ve temcilcisi
employer class
işverenler sınıfı
employer contribution
sosyal sigortalara ödenen işveren payı
employer domination
işverenlerin hâkimiyeti
employer group
işverenler topluluğu
employer owned
işverenin mülkiyetinde
employer representative
işveren temsilcisi
employer s'association
işverenler derneği
employer s'fund
işverenler sandığı
employer s'organization
işverenler teşkilatı
employer's association
işverenler derneği
employer's contribution
sosyal sigorta iş veren payi
employer's contribution
işverenin sigorta payı
employer's contribution
sosyal sigorta işveren payı
employer's liability
işveren mali mesuliyet sigortası Noun
employer's liability
işveren sorumluluğu
employer's liability
işverenin sorumluluğu
employer's liability insurace
işveren mali sorumluluğu sigortası Noun
employer's liability insurance
işveren malî sorumluluğu sigortası Noun
employer's liability insurance
işveren mesuliyet sigortası Noun
employer's liability policy
işveren mesuliyet sigortası poliçesi
employer's liability policy
işveren mesuliyet sigorta poliçesi
employer's union
işveren sendikası Noun
employe employer relations
işçi işveren ilişkileri Noun
employee employer relations
işçi işveren ilişkileri Noun
on the employer s'premises
işverenin işyerinde
on the employer's premises
işverennin iş yerinde
pay employer's national insurance contribution
sosyal sigortaya işveren payını ödemek Verb
single employer bargaining
tek ücret tarifesi pazarlığı
union of the confederation of industries of the community employer's organi
European Avrupa Topluluğu Sanayileri ve İşverenleri Konfederasyonları Birliği (Avrupa Topluluğu'nda endüstri
ve istihdam politikası oluşturmak amacıyl
English-Turkish phrases from Zargan's own database