ekstremizm
Noun, Politics-Intl. Relations
aşırıcılık
Noun, Politics-Intl. Relations
aşırıcı
Adjective, Politics-Intl. Relations
ekstremist
Adjective, Politics-Intl. Relations
son derece(de), haddinden fazla/aşırı.
He has been generous in the extreme.
öbür aşırılık, ifratın tam başka türlüsü, zıt-aşırılık, tefrit.
to go from one extreme to the other:
bir aşırılıktan öbürüne (ifrattan tefrite) gitmek.
öbür aşırılık, ifratın tam başka türlüsü, zıt-aşırılık, tefrit.
to go from one extreme to the other:
bir aşırılıktan öbürüne (ifrattan tefrite) gitmek.
birini aşırı önlemler almaya zorlamak
Verb
(Katoliklerde) ölmek üzere olan hastaya yağ sürerek başucunda dua okuma.
Noun
birbirine çok kibar davranmak
Verb
birini aşırı önlemler almaya zorlamak
Verb
bir bütçenin sınırlarını saptamak
Verb
bir aşırı uçtan ötekine geçmek
Verb
aşırı görüşleri olmak
Verb
çok üzülmüş görünmek
Verb
zecri tedbirler almak
Verb