fictitious

  1. Adjective uydurma, sahte, gerçek olmayan, asılsız.
    The criminal used a fictitious name. His account of the crime
    was totally fictitious.
  2. Adjective hayalî, muhayyel, mevhum, hayal mahsulü.
    Characters in novels are usually entirely fictitious.
hayali hesap
fiktif hesap
gerçek bir anlaşmazlıkla ilgisi olmayan
tarafların hukuki bir konuda mahkeme kararını ve kanaatini almak için anlaşarak açtıkları dava
fiktif aktifler Noun
muhayyel aktif
gerçek değeri olmayan varlık
itibari varlık
gerçekte varlığı olmayan aktifler Noun
hatır bonosu Noun
sahte bono
mevhum senet
(Br) sahte senet
hayali sermaye
sahte talep
sahte mukavele
fiktif mevduat (banka bilançolarında olduğundan yüksek gösterilen mevduat
fiktif temettü (kâr edilmemesine rağmen dağıtılan temettü
hayali kâr
hayali ihracat
hayali ihracat
muhayyel pasif
itibari alacaklılar Noun
sahte evlilik
sahte ve uydurma ad
nam-ı mevhum Noun
gerçekte var olmayan bir kimsenin adı olması
gerçek olmayan alıcı
çek veya değerli evrak üzerinde
ödenmemiş bir borcu ödenmiş gibi gösterme
gerçek olmayan ödeme
hukuki şahıs
gerçeğe aykırı kâr
boş vaat
düzmece satın alış
farazi transfer
düzmece satış
hayali satış
hayali satış
taklit edilmiş imza
hayali hisse senetleri Noun
hayali ticaret
muvazaalı muamele
muvazaalı işlem
muhafazalı fiil
muhafazalı muamele
hayali değer
hava nakliye senedi hayali hisse senedi