habıt

bir alışkanlık edinmek Verb
satın alma alışkanlığı edinmek Verb
satın almayı alışkanlık edinmek Verb
illet
kötü alışkanlık Noun
illet Noun
bir şeyi yapmak âdeti olmak Verb
bir alışkanlığı yenmek Verb
bir alışkanlıktan kurtulmak Verb
bir alışkanlıktan vazgeçmek Verb
satın alma alışkanlığı
mutadı hilafına
bir alışkanlığı bırakmak Verb
alışkanlık edinmek Verb
kurtulunmaz alışkanlık
alışkanlık gereği
huy edinmek Verb
alışkanlık yüzünden
itiyat edinmek Verb
âdet, alışkı.
to be in the habit = to make a habit of (doing …): (yapmayı) âdet edinmek.
Let's
hope he doesn't make a habit of it: İnşallah ona alışmaz.
I don't make a habit of it: Adetim değildir.
to get/fall into bad habits: kötü âdetler edinmek.
His habit is to do the hardest job first: En zor işi en önce yapmak âdetidir.
contrary to habit: mutat hılâfına.
alışkanlık, itiyat.
to get into/out of the habit of doing … : … yapmaya alışmak/yapmayı terketmek.

to get someone into the habit of doing … : birisini …'e alıştırmak.
to have a habit of doing … : … itiyadında olmak.
by/out of/from (sheer) habit: (sırf) alışkanlıkla.
grow out of a habit: gitgide alışkanlığını terketmek.
iptilâ, düşkünlük.
habit forming: alışkanlık meydana getiren, iptilâ hasıl eden.
huy, tabiat.
a man of morose habit: abus/somurtkan tabiatli bir adam.
habit of body: bünye.
uyuşturucu madde alışkanlığı, özellikle eroin iptilâsı.
They couldn't cure him of the habit: Onu
eroin iptilâsından vazgeçiremediler.
drug habit: esrar alışkanlığı.
zihnî yapı.
yaratılış, tıynet.
(hayvanın/bitkinin) yetişme/gelişme tarzı.
The honeysuckle is of a twinning habit: Hanımeli sarılarak büyüyen bir bitkidir.
(mineralin kendine özgü) kristal şekli.
kılık, kıyafet, kisve, üniforma, belirli bir rütbe/sınıf/meslek/dinî mertebe vb. gösteren giyim/elbise.

The grey Nuns traditionally wore a grey habit.
take the habit: rahibe olmak.
giydirmek, kuşatmak.
oturmak, ikamet etmek.
alıştırmak.
el alışkanlığı Noun
alışkanlık edinme
(tıp) bünye
tüketim alışkanlığı
zihin yapısı
alışkanlıklar üzerine yapılan etüd
uyuşturucu madde alışkanlığını bırakmak/terketmek, kötü alışkanlıktan kurtulmak.
yerel âdet
tabiat edinmek Verb
itiyat edinmek Verb
bir şeyi alışkanlık haline getirmek Verb
âdet edinmek Verb
huy edinmek Verb
şişman yapılı adam
alışkanlık meselesi
bir alışkanlığı bırakmak Verb
bir kötü alışkanlıktan kurtulmayı başarmak Verb
alışkanlık edinmek Verb
okuma alışkanlığı
muntazam alışkanlıklar
eski alışkanlıklarına dönmek Verb
kadın binici elbisesi.
kötü bir alışkanlıktan kurtulmak Verb
harcama alışkanlığı
bir alışkanlığı sürdürmek Verb
bir alışkanlığı sürdürmek için para bulmak Verb
çalışma yöntemi

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Yukarıdan aşağıya ... hubut eden