yakın dövüş
Noun, Military
göğüs göğüse dövüşmek
Verb
bir şeyi elden ele geçirmek
Verb
bir şeyde yeni olmak
Verb
ele gelmek/geçmek, alınmak.
(a) eline geçmek, (b) gelmek, vasıl olmak.
come/fall into someone's hands: (birisinin) eline geçmek/düşmek.
We fell into enemy's hands: Düşmanın eline düştük.
birinin eline bahşiş sıkıştırmak
Verb
ihtiyatsızca, tutumsuzca, ilerisini düşünmeden, müsrifane, gelecek için bir şey artırmadan.
to live from hand to mouth: bugün yiyip yarını düşünmemek.
birine yardım eli uzatmak
Verb
kızı talibine vermek
Verb
evraklarını avukata teslim etmek
Verb
üstünlüğünü kabul/teslim etmek, tanımak, saymak.
You've got to hand it to him: he's quite a surgeon.
(US) birinin üstünlüğünü tanımak
Verb
birine kartıni vermek
Verb
birine kartını vermek
Verb
tahsilat için bir senedi bankaya teslim etmek
Verb
malını mülkünü birine devretmek
Verb
vergi işlerini birine havale etmek
Verb
birini adalete teslim etmek
Verb
polis yetkililerine teslim etmek
Verb
evraklarını avukata teslim etmek
Verb
adalete teslim etmek
Verb
birini adalete teslim etmek
Verb
herşeyi hazırlayıp önüne koymak, hazıra/beleşe kondurmak, lâyık olmadığı/hak etmediği bir şeyi vermek.
yumruk yumruğa, göğüs göğüse.
hand-to-hand fight/combat.
birine yardım eli uzatmak
Verb
birinin bir şeyi yapması için üzerine baskı yapmak
Verb
ancak ekmeğıni kazanabilmek, çok zor geçinmek, ölmeyecek kadar geçimi olmak.
parmağını bile oynatmamak
parmağını bile oynatmamak
birine yardım etmek için kılını kıpırdatmamak
Verb
birine yardım eli uzatmak
Verb
bir şeyi elden ele geçirmek
Verb
matbaa harfi bir adresi matbaa harfleriyle yazmak adını matbaa harfleriyle
son rötuşlarını yapmak
Verb
bismillah deyip işe başlamak
Verb
bir işe gayretle girişmek.
birine el kaldırmak, dövmeye yeltenmek.
bir belgeyi imzasıyla tasdik etmek
Verb
bir belgeye imza atmak
Verb
para çalarken/suç üstü yakalanmak.
… ile iyi uyuşmak/anlaşmak, dostça geçinmek, yakın dost/arkadaş olmak, sıkıfıkı olmak, aralarından su sızmamak.
(a) yakın, erişilebilir, (b) elde, bir kimsenin mülkiyetinde.
(a) öğrenmeye/alışmaya çalışmak, (b) bir işi ele almak, (c) becerikli olmak, eli her işe yakışmak.
eli her işe yatkın olmak
Verb