iron

  1. Noun, Chemistry demir
  2. Verb, Textile Industry ütülemek
  3. Noun, Textile Industry ütü
  4. Noun, Chemistry demir. Simgesi:
    Fe, atom ağ.: 55.847, atom nu.: 26, özg. ağ.: (20°C'de) 7.86'dır.
    cast iron:
    dökme demir.
    pig iron: pik.
    wrought iron: dövme demir.
  5. Noun sağlam, metin, kuvvetli, demir gibi (şey).
    of iron: demirden, demir gibi.
    Man/heart of iron:
    metin adam /sağlam yürek.
  6. Noun demirden eşya, demirden yapılmış şey.
    soldering iron: havya.
    iron mask: demir maske.
  7. Noun ütü.
    electric iron: elektrik ütüsü.
    to give a dress an iron: elbiseye ütü vurmak, elbiseyi ütülemek.
  8. Noun dağlama, demiri, kızgın demir.
  9. Noun maden uçlu golf sopası.
  10. Noun zıpkın.
  11. Noun, Medicine (kansızlığın tedavisi için verilen ve demir içeren) kuvvet şurubu.
  12. Noun kılıç.
  13. Adjective demir+, demirden yapılmış.
  14. Adjective demir gibi, sağlam, metin, kuvvetli.
  15. Adjective haşin, zalim, merhametsiz, katı yürekli.
  16. Adjective yılmaz, yenilmez, sebatkâr, azimkâr, tuttuğunu koparır.
    an iron will.
  17. Adjective sağlam, gürbüz, sıhhatli, demir/çelik gibi.
  18. Verb ütülemek.
    She ironed my shirt.
  19. Verb demir kaplamak.
  20. Verb zincire/prangaya vurmak.
Demir döküm (NACE kodu: 24.51) Noun, Trades-Professions
demir-çelik ürünleri Noun, Iron-Steel
Ana demir ve çelik ürünleri ile demir alaşımları imalatı (NACE kodu: 24.1) Noun, Trades-Professions
Ana demir ve çelik ürünleri ile ferro alaşımların imalatı (NACE kodu: 24.10) Noun, Trades-Professions
Demir cevherleri madenciliği (NACE kodu: 07.1) Noun, Trades-Professions
Demir cevherleri madenciliği (NACE kodu: 07.10) Noun, Trades-Professions
köşebent. Noun

angle/anglebar/L bar/L beam ile ayni anlama gelir. köşebent demiri, L demiri, kesiti L şeklinde olan demir çubuk. Noun
demir gibi sert
dağlanmak Verb
gözlerine mil çekmek Verb
dökme
pik
font
dökme demir
yalanlanamaz
çürütülemez
kalafat keskisi/kalemi.
channel ile ayni anlama gelir. U demiri, oluklu demir.
demirli
oluklu saç.
kenet
saç maşası.
kanca
krampon
bağlama kelepçesi
(a) sondaj matkabı, (b) demir başlı golf sopası.
profil demir
(topa vuran yüzeyi hafif eğimli) golf sopası.
ütü
basamak
galvanizli demir, çinko saç.
kanca, borda kancası, birşeyi tutmak/kaldırmak için çengelli demir.
çember demiri
(a) külçe/yumuşak demir, %0.05'ten az karbon içeren demir, (b)
Brit. yumuşak çelik, paslanmaz,
telgen ve dövülgen, saf çelik.
(sivri ucu çıkarılabilen) zıpkın.
yükseltici: golf topunu havaya fırlatmaya yarayan eğri yüzeyli demir.
dövme demir, dövülgen demir, yavaş ısıtılıp soğutularak dövülgen hale getirilen dökme demir.
dövme demir, dövülgen demir, yavaş ısıtılıp soğutularak dövülgen hale getirilen dökme demir.
çetin/zalim/amansız kimse.
kızgın demirle damga basmak Verb
damga demiri.
(giysiler) ütü istemez
hurda demir.
pik demir
yüksek fırından alınmış ham demir
pik demiri
demir sac
çekme demir
profil demir
(spor yarışmalarında) ağırlık kaldırmak.
inşaat demiri
haddeden geçirilmiş demir.
birine sert/müsamahasız davranmak, sıkı zaptürapt altında tutmak.
demir çubukla hüküm sürmek Verb
yumrukla yönetmek Verb
rust ile ayni anlama gelir. pas, demir pası.
hurda demir
tabanca, silah.
manganezli dökme demir (çelik yapmakta kullanılır). Noun
profil demiri
orta kalınlıkta sac
sarnıçlı sac
ızgara biçiminde gözleme kalıbı
zıpkın. Noun
ak demir
dövme demir.
Demir Çağı/Devri. Noun
içinde bulunduğumuz (tehlikelerle, güçlük ve meşakkatlerle dolu, bozuk) çağ Noun
(Br) Demir ve Çelik Federasyonu
kömür , demir ve çelik sanayi ii
demir çelik sanayii
demir-çelik sanayii Noun
ütü masası Noun, Home
kesin hüküm
Demir Haç: Prusya madalyası (Birinci Dünya Savaşı), Almanya kahramanlık nişanı (İkinci Dünya Savaşı).
demir perde.
demir perde: bir ülkenin (özellikle Sovyet Rusya ve kontrolu altındaki komünist ülkelerin) başka ülkelere
(batıya) her türlü bilgi ve haber sızmasını önlemek için koyduğu düşmanca yasaklamalar.
demir eksikliği Noun, Medicine
demir cürufu
dökümhane
demir köpük, süngerimsi hematit.
Demirkapı Geçidi: Tuna nehrinin Yugoslavya ile GB Romanya arasında Karpat Dağlarında açtığı 3.2 km. uzunluğundaki
dar boğaz. Almanca:

Eisernes Tor
, Romence:

Portile de Fier.
Noun
kristalli hematit.
demir kırı, yeni kesilmiş demirin rengi.
Demir Muhafız: Romanyada İkinci Dünya Savaşından önce faaliyet gösteren faşist örgütü.
demir el, çok sıkı kontrol.
lokomotif.
demir sanayii Noun
çelik ciğer, sun'î akciğer.
çelik akciğer.
yorulmaz, durup dinlenmeden çalışan kimse.
Demir Adam 2 Proper Name, Cinema
demir madeni
pas lekesi
birinci sınıf garantili borç senedi
demir cevheri Noun, Mining
demir filizi
(a)
k.d. yatıştırmak, uzlaştırmak, aralarını bulmak, anlaşmazlıkları/engelleri/pürüzleri gidermek.

iron out misunderstandings/points of disagreement. (b) ütülemek, ütüleyerek düzeltmek.
iron out wrinkles.
silindir ile yolu ezmek Verb
güçlükleri yenmek Verb
başlangıç güçlüklerini yenmek Verb
usul hukuku ile ilgili sorunları bertaraf etmek Verb
demir oksit. Noun
(a) pirit, (b) marcasite, (c)
pyrrhotite.
demirbaş erzak.
olağanüstü durum tayını
besin değeri yüksek yiyeceklerden oluşan tayın
basit yiyecekler Noun
ray
pas, demir pası.
(sigorta) kasa klozu
kasa klozu
hurda demir
demir cürufu
birşeyin kırışıklarını gidermek Verb
bir sorunu çözmek Verb
bir sorunu halletmek Verb
bir sorundan kurtulmak Verb
bir sorunu çözüme ulaştırmak Verb
birşeyi ütülemek Verb
birşeyi ütüleyerek düzeltmek Verb
demir gibi irade
demir işi
demir işleme sanayii Noun
demir fabrikası Noun
demir el
nalbant
sıkı disiplin
sağlam iradeli
demir çelik sanayii
demir gibi sağlam yapısı olmak Verb
sağlam sinirleri olmak Verb
sağlam sinirleri olmak Verb
demir yumruk ile hüküm sürmek Verb
demir yumrukla hüküm sürmek Verb
bir şehri zorbalıkla yönetmek Verb
Demir tavında dövülür/Eldeki fırsatı kaçırma.
mülâyim görünüş altında çelik gibi irade.
demir sanayii