Demir döküm (NACE kodu: 24.51)
Noun, Trades-Professions
demir-çelik ürünleri
Noun, Iron-Steel
Ana demir ve çelik ürünleri ile demir alaşımları imalatı (NACE kodu: 24.1)
Noun, Trades-Professions
Ana demir ve çelik ürünleri ile ferro alaşımların imalatı (NACE kodu: 24.10)
Noun, Trades-Professions
Demir cevherleri madenciliği (NACE kodu: 07.1)
Noun, Trades-Professions
Demir cevherleri madenciliği (NACE kodu: 07.10)
Noun, Trades-Professions
angle/anglebar/L bar/L beam ile ayni anlama gelir. köşebent demiri, L demiri, kesiti L şeklinde olan demir çubuk.
Noun
gözlerine mil çekmek
Verb
channel ile ayni anlama gelir. U demiri, oluklu demir.
(a) sondaj matkabı, (b) demir başlı golf sopası.
(topa vuran yüzeyi hafif eğimli) golf sopası.
galvanizli demir, çinko saç.
kanca, borda kancası, birşeyi tutmak/kaldırmak için çengelli demir.
(a) külçe/yumuşak demir, %0.05'ten az karbon içeren demir, (b)
Brit. yumuşak çelik, paslanmaz,
telgen ve dövülgen, saf çelik.
(sivri ucu çıkarılabilen) zıpkın.
yükseltici: golf topunu havaya fırlatmaya yarayan eğri yüzeyli demir.
dövme demir, dövülgen demir, yavaş ısıtılıp soğutularak dövülgen hale getirilen dökme demir.
dövme demir, dövülgen demir, yavaş ısıtılıp soğutularak dövülgen hale getirilen dökme demir.
çetin/zalim/amansız kimse.
kızgın demirle damga basmak
Verb
yüksek fırından alınmış ham demir
(spor yarışmalarında) ağırlık kaldırmak.
haddeden geçirilmiş demir.
birine sert/müsamahasız davranmak, sıkı zaptürapt altında tutmak.
demir çubukla hüküm sürmek
Verb
rust ile ayni anlama gelir. pas, demir pası.
manganezli dökme demir (çelik yapmakta kullanılır).
Noun
ızgara biçiminde gözleme kalıbı
içinde bulunduğumuz (tehlikelerle, güçlük ve meşakkatlerle dolu, bozuk) çağ
Noun
(Br) Demir ve Çelik Federasyonu
kömür , demir ve çelik sanayi ii
Demir Haç: Prusya madalyası (Birinci Dünya Savaşı), Almanya kahramanlık nişanı (İkinci Dünya Savaşı).
demir perde: bir ülkenin (özellikle Sovyet Rusya ve kontrolu altındaki komünist ülkelerin) başka ülkelere
(batıya) her türlü bilgi ve haber sızmasını önlemek için koyduğu düşmanca yasaklamalar.
demir eksikliği
Noun, Medicine
demir köpük, süngerimsi hematit.
Demirkapı Geçidi: Tuna nehrinin Yugoslavya ile GB Romanya arasında Karpat Dağlarında açtığı 3.2 km. uzunluğundaki
dar boğaz. Almanca:
Eisernes Tor, Romence:
Portile de Fier.
Noun
demir kırı, yeni kesilmiş demirin rengi.
Demir Muhafız: Romanyada İkinci Dünya Savaşından önce faaliyet gösteren faşist örgütü.
demir el, çok sıkı kontrol.
çelik ciğer, sun'î akciğer.
yorulmaz, durup dinlenmeden çalışan kimse.
Demir Adam 2
Proper Name, Cinema
birinci sınıf garantili borç senedi
demir cevheri
Noun, Mining
(a)
k.d. yatıştırmak, uzlaştırmak, aralarını bulmak, anlaşmazlıkları/engelleri/pürüzleri gidermek.
iron out misunderstandings/points of disagreement. (b) ütülemek, ütüleyerek düzeltmek.
iron out wrinkles.
silindir ile yolu ezmek
Verb
başlangıç güçlüklerini yenmek
Verb
usul hukuku ile ilgili sorunları bertaraf etmek
Verb
(a) pirit, (b) marcasite, (c)
pyrrhotite.
besin değeri yüksek yiyeceklerden oluşan tayın
birşeyin kırışıklarını gidermek
Verb
bir sorunu halletmek
Verb
bir sorundan kurtulmak
Verb
bir sorunu çözüme ulaştırmak
Verb
birşeyi ütüleyerek düzeltmek
Verb
demir işleme sanayii
Noun
demir gibi sağlam yapısı olmak
Verb
sağlam sinirleri olmak
Verb
sağlam sinirleri olmak
Verb
demir yumruk ile hüküm sürmek
Verb
demir yumrukla hüküm sürmek
Verb
bir şehri zorbalıkla yönetmek
Verb
Demir tavında dövülür/Eldeki fırsatı kaçırma.
mülâyim görünüş altında çelik gibi irade.