Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
knack
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
yetenek, kabiliyet, hüner, ustalık, maharet.
He had a knack for saying the right thing when necessary.
He has a/the knack of making friends wherever he goes.
Noun
zekâ, beceriklilik.
Noun
hüner ve ustalık isteyen iş.
Noun
meleke, alışkanlık.
get the knack of doing …
: … yapmakta meleke edinmek.
I've lost the knack
:
Alışkanlığımı yitirdim.
Noun
izahı güç nitelik/eğilim.
Noun
ustalık ve maharetle yapılmış cihaz.
Noun
sır, püf noktası, bilinmeyen/anlaşılması güç husus.
There's a knack in it
: Bunun bir püf noktası
var.
to have the knack of doing something
: işin sırrını/püf noktasını (nasıl yapılacağını) bilmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
matter of knack
alışkanlık meselesi
knack of pleasing
gönül almayı bilme
have a knack with children
çocuklarla iyi geçinme becerisi olmak
Verb
have lost the knack of sth
bir konuda çaptan düşmek
Verb
have the knack of it
işin sırrını bilmek
Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.