lesser

English-Turkish Translation

  1. Adjective (daha) az, daha küçük/önemsiz.
    one of the lesser known modern poets: az tanınmış çağdaş şairlerden
    biri.
    all those lesser powers in Europe: Avrupanın bütün küçük kuvvetleri.
  2. Adjective iki şeyin en küçüğü/önemsizi.
    the lesser of two evils: ehveni şer.
    choose the lesser of two
    evils: ölümlerden ölüm beğenmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Lesser Ararat
Küçük Ağrı Dağı Proper Name, Place Names
lesser galangal
havlıcan Noun, Food-Kitchen
lesser of two evils
kötünün iyisi
lesser of two evils
ehven-i şer
lesser panda

panda ile ayni anlama gelir. panda
(Ailurus fulgens): Himalayalarda yaşayan kırmızımsı-kahverengi
tüylü, yüzü beyaz halkalı, ayıya benzer etçil hayvan.
lesser scaup
küçük karabaş
(Aythya affinis)
lesser spotted dogfish
dişli kedi balığı Noun, Zoology
lesser yellow trefoil
ufak yonca
(Trifolium procumbens).
the lesser evil
ehvenişer
the lesser evil
ehven-i şer
the lesser evil
kötünün iyisi
the lesser of two evils
ehvenişer
the lesser of two evils
ehven-i şer (iki seçenek varsa)
the lesser of two evils
kötünün iyisi (iki seçenek varsa)
to a lesser degree
nisbeten az/hafif/zararsız derecede.
English-Turkish phrases from Zargan's own database