mother

English-Turkish Translation

  1. kocakarı (argo)
  2. anne+, ana, valide.
    mother bird: anne kuş.
    mother love: anne sevgisi.
    mother country:
    ana vatan, anayurt.
    Turkey is my mother country.
  3. kaynana, kayın valide.
  4. analık, üvey ana.
  5. (bkz: mother superior ).
  6. anne yerine geçen/anne gibi bakan kadın.
  7. annelik duygusu/şefkati.
    It appealed to the mother in her.
  8. ana: bir şeyi doğuran/yaratan/koruyan/meydana getiren şey.
    Hunger is often the mother of crime:
    Açlık, çoğu kez cinayetin anasıdır.
    Necessity is the mother of invention: İhtiyaç icat doğurur.
  9. (bkz: motherf***er ).
  10. yerli, doğuştan, fıtrî.
    mother dialect: yerli şive.
    mother courage: fıtrî cesaret.
  11. annesi olmak, doğurmak, büyütmek.
  12. müellifi olmak.
  13. annelik yapmak, anne gibi bakmak/büyütmek, evlât edinmek.
  14. mother of vinegar ile ayni anlama gelir. sirke tortusu.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be tied to one's mother's apron strings
aşırı derecede annesine düşkün olmak Verb
learn sth at one's mother's knee
anasının dizi dibinde öğrenmek.
mother-tongue ban
anadil yasağı Noun, Politics-Intl. Relations
Saturday Mothers
Cumartesi Anneleri Proper Name, Politics-Intl. Relations
a poor sort of mother
analar kusuru.
adoptive mother
analık
adoptive mother
evlatlığın annesi
become a mother
doğurmak, anne olmak.
biological mother
biyolojik anne Noun, Medicine
den mother
(izcilerde) yavrukurtlara önderlik yapan tecrübeli kadın. Noun
earth mother
toprak ana. Noun
expectant mother
bebek bekleyen anne
expectant mother
hamile kadın
father and mother
ebeveyn
foster mother
koruyucu anne Noun, Family Law
foster- mother
çocuğu kendi çocukları gibi büyüten kadın
foster- mother
sütana
nursing mother
süt nine
paternal grand mother
baba anne
prospective mother
bebek bekleyen kadın
prospective mother
anne adayı
queen mother
ana kraliçe, kralın anası.
she takes after her mother
anasına benziyor
step mother
analık
step mother
üvey anne Noun
surrogate mother
surrogate ile ayni anlama gelir. sun'î dölleme ile başkası adına çocuk doğuran anne.
the Queen Mother
Ana Kraliçe
unmarried mother
bekâr anne
welfare mother
bakacak kimsesi olmayan çocuklu kadın.
mother a novel on sb
bir romanın yazarlığını birine atfetmek Verb
Mother Carey's chicken
fırtına kırlangıcı
(Oceanites oceanicus) Noun
mother cell
ana göze/hücre.
Mother Child Education Foundation
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV)
mother church
ana kilise, katedral, büyük kilise.
mother country
vatan
mother country
anavatan
mother country
anayurt
mother ditch
(US) ana kanal
mother earth
doğa, tabiat, toprak.
mother figure
anne figürü Noun, Psychology
mother gate
ana yol
Mother Goose
İngilterede 1760'da yayınlanan derleme çocuk şiirleri kitabı müellifinin takma adı. Noun
Mother Hubbard
bol kadın elbisesi. Noun
mother land
anavatan
mother lode
(maden) ana damar.
Mother nature

nature ile ayni anlama gelir. tabiat ana.
Cat's are nature's/Mother nature's way of limiting the number of mice.
mother of a reigning sultan
valide sultan Noun
mother of thousands
arapsaçı Noun, Plant Species
mother of vinegar
mother ile ayni anlama gelir. sirke tortusu.
mother of-pearl
sedef
mother ship
ana gemi, (denizde/uzayda) başka gemilerin ikmal ve bakımını yapan büyük gemi.
mother s'pension
reşit olmayan küçük çocukları olan yoksul anneye ödenen kira yardımı
mother superior
baş rahibe.
mother tongue
ana dil(i).
mother tongue
anadil Noun, Linguistics
mother tongue
ana dili Noun, Linguistics
mother wit
sağduyu, aklıselim, feraset, zekâ.
mother with
aklıselim
mother's brother
dayı
mother's darling
hanım evlâdı, mahallebi çocuğu.
Mother's Day
anneler günü.
mother's help
çocuk hizmetçisi
mother's pet
ana kuzusu
mother's pet
hanım evladı
mother's ruin
(içki) cin
a mother's darling
nazlı, hanım evlâdı.
be a mother to sb
annelik etmek Verb
be mother to a child
analık etmek Verb
child whose mother has died
yetim çocuk
child whose mother or both parents have died
öksüz çocuk
devotion of a mother to her children
bir annenin çocuklarına düşkünlüğü
every mother's son
(istisnasız) herkes, her fert, her erkek.
half brother on the mother's side
ana tarafından kardeş
half sister from the mother's side
ana tarafından üvey kızkardeş
instruction in mother tongue
anadilde öğretim Noun, Education-Training
married and the mother of ...
evli ve ... çocuk annesi Adjective
necessity is the mother of invention
ihtiyaç buluşlara yol açar
related on the mother's side
anne tarafından akraba
relation on the mother's side
anne tarafından akraba
woman acting as a mother to a child
analık
English-Turkish phrases from Zargan's own database