negative

English-Turkish Translation

  1. Adjective olumsuz (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. Adjective menfi
  3. olumsuz, aleyhte (söz, cevap vb.).
    a negative statement: olumsuz ifade.
    negative evidence:
    aleyhte kanıt/delil.
    negative vote: aleyhte verilen oy, red oyu.
  4. aksi, ters (cevap, davranış vb.).
    He maintained a negative attitude about cooperating.
  5. red, inkâr.
    a negative reply to my request.
  6. meneden, yasaklayan (emir vb.).
  7. menfi, negatif.
    a man of negative viewpoint.
  8. verimsiz.
  9. eksi, negatif, menfi (sayı, çokluk).
    negative sign: eksi işareti.
    negative number: eksi
    sayı.
    negative charge: eksi yük.
    negative resistance: eksi direnç.
  10. Medicine negatif: belirli bir hastalığın veya mikrobun bulunmadığını gösteren.
    a negative blood test.
  11. Physiology uyarıya zıt yönde cevap veren.
  12. Electronics eksi (elektrikle yüklü).
  13. Chemistry elektron kazanmış, asit.
  14. Logic inkâr eden.
  15. Grammar olumsuz, onaysız.
  16. Photography negatif: aydınlıkları karanlık, karanlık yerleri aydınlık gösteren (resim).
  17. reddetme, inkâr etme, kabul etmeme.
  18. menfi/aleyhte bulunan taraf, bir söze/karara vb. itiraz eden kimse(ler).
  19. veto (hakkı).
  20. Transitive Verb yalanlamak, inkâr etmek, cerhetmek.
  21. Transitive Verb reddetmek, kabul etmemek, veto etmek, aleyhinde oy vermek.
    The plan was negatived by (the veto of) committee.
  22. Transitive Verb karşı gelmek, etkisini gidermek/tadil etmek, menetmek.
  23. Transitive Verb iptal etmek, hükümden düşürmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

negative rights
negatif haklar Noun, Rights-Freedoms
(number) negative
nakıs
answer in the negative
olumsuz cevap vermek Verb
argue in the negative
olumsuzluk iddiasında bulunmak Verb
blurred negative
(foto) bulanık negatif
double negative
çift olumsuz: içinde iki tane olumsuz sözcük bulunan olumsuz tümce.

NOT: Çift olumsuz tümce
dilbilgisi bakımından yanlış sayılır. Örneğin “
He didn't go nowhere.” tümcesi yanlıştır, çünkü altları çizili sözcüklerin ikisi de olumsuzdur. Doğrusu şudur: “
He didn't go anywhere.” Keza “
I didn't see nothing.” denmez, “
I didn't see anything.” denir.
Noun
enlarged negative
büyütülmüş negatif
false negative
yanlış negatif Noun, Logic
in case of an answer in the negative
olumsuz cevap halinde
in the negative
olumsuz, menfi.
The reply, when it finally came, was in the negative: Nihayet olumsuz cevap geldi.
take a print from a negative
negatiften kopya etmek Verb
vote in the negative
olumsuz oy vermek Verb
negative acknowledge
olumsuz alındı
negative an inference
yürütülen bir tahmini çürütmek Verb
negative answer
ters cevap
negative answer
menfi cevap
negative answer
olumsuz cevap
negative answer
olumsuz yanıt
negative attitude
olumsuz tavır Noun
negative averment
olumsuz iddia
negative averment
bir şeyin aksini iddia etme
negative averment
itiraz
negative averment
inkâr
negative balance
negatif bakiye
negative balance
borçlu bakiye
negative balance
eksi bakiye
negative biased curve
negatif eğilimli eğri
negative by sloping yield curve
ters sarkan verim eğrisi
negative by sloping yield curve
kısa vadelerdeki faiz oranlarının uzun vadelerdekilerin üzerinde bulunduğu verim eğrisi
negative cashflow
eksi nakit akışı
negative cashflow
eksi nakit akışı (zarar eden bir şirketin mali durumunu yansıtan deyim
negative certificate of origin
olumsuz menşe şahadetnamesi
negative certificate of origin
olumsuz menşe şehadetnamesi
negative charge
eksi yük Noun, Chemistry
negative clause
olumsuzluk şartı Noun, Law
negative clearance
menfi tespit Noun, Competition Law
negative condition
menfi şart (bir şeyin yapılmamasını öngören koşul ; bir fiilden çekinme yükümlülüğü yükleyen koşul
negative condition
menfi şart (bir şeyin yapılmamasını tazammun eden şart
negative condition
menfi şart
negative condition
bir şeyin yapılmamasını öngören koşul
negative confirmation
olumsuz teyit
negative conflict of jurisdiction
olumsuz görev uyuşmazlığı Noun, Law
negative connotation
olumsuz çağrışım Noun
negative consequences of ...
...'in olumsuz sonuçları Noun
negative control
negatif kontrol Noun, Competition Law
negative corporate worth
büyük bir şirketin yan kuruluşlarının bu gruba dahil olmaktan ötürü kazançlı çıkacakları yerde zarar görmeleri Noun
negative covenant
menfi borç veya bir çekinme yükümlülüğü getiren akit
negative covenant
menfi bir borç veya içtinap yükümlülüğü yükleyen akit
negative covenant
menfi bir borç ve içtinap yükümlülüğü yüklenen akit
negative criticism
olumsuz eleştiri
negative cutter
negatif kesicisi Noun, Cinema
negative declaratory judgment
menfi tespit kararı Noun, Law
negative document
negatif belge (Avrupa Topluluğu Komisyonu tarafından verilen , üye kuruşların yaptıkları anlaşmaların
Ortak Pazar kurallarına ters düşmediğini belirte
negative easement
hâkim tarafından gayri menkul sahibine bazı faaliyetlerden içtinap mükellefiyeti yükleyen irtifak hakkı
negative easement
hadim gayri menkul sahibine bazı etkinliklerden içtinap yükümlülüğü yükleyen irtifak hakkı (bir arsaya
belli bir yükseklik üzerinde bina yapılamaması
negative evidence
ileri sürülen bir durum veya olayın mevcut olmadığı veya zuhur etmediği hususunda tanıklık
negative externality
dışsal zarar Noun, Economics
negative factor (or value)
negatif faktör (veya değer) (örneğin , yaşlılık gibi , kredi verme kararında olumsuz yönde işleyen bir faktör
negative feedback
negatif geri besleme Noun, Electronics
negative feedback loop
negatif geri besleme döngüsü Noun, Electronics
negative file
kara liste
negative impact
olumsuz etki Noun
negative impact
kötü etki Noun
negative income tax
hükümetin fakirlere para yardımı. Noun
negative indentation
ters girinti Information Technology
negative influence
olumsuz etki Noun
negative injunction
mahkemenin bir şeyin yapılmasını meni
negative input
olumsuz tepki Noun
negative interest
mevduata faiz ödeme yerine mevduat sahibinden faiz alınması
negative interest
negatif faiz
negative interest
negatif faiz (enflasyon oranından düşük faiz
negative investment
negatif yatırım (sermaye stokunun azalması
negative investment
negatif yatırım
negative liability
sorumluluktan muafiyet
negative misprision
resmi görevde yapılması gereken bir şeyi yapmaktan kaçınmak Verb
negative mortgage clause
olumsuz ipotek şartı
negative number
eksi sayı
negative number
negatif sayı Noun, Algebra
negative perception
olumsuz algı Noun
negative plate
negatif klişe
negative plea
dava gerekçesine kesin itiraz
negative plea
dava sebebinin gerekçesine kati itiraz
negative pledging clause
olumsuz rehin şartı
negative pole
negatif kutup tbu
negative pole
eksi kutup
negative prescription
zamanaşımı yüzünden hak kaybetmek Verb
negative prescription
bir hakkın belli bir süre içinde hiç kullanılmamak suretiyle kaybedilmesi
negative prescription
zamanaşımı Noun, Law
negative proof
negatif kanıt
negative provision
nehyedici hüküm
negative reinforcement
negatif pekiştirme Noun, Psychology
negative reply
olumsuz cevap
negative reply
olumsuz yanıt
negative response
(pazarlama) olumsuz tepki
negative response
olumsuz tepki
negative retained earnings
geçmiş yıl zararları Noun, Accounting
negative savings
servetini yiyip bitirme
negative servitude
hadim gayri menkul sahibine bazı faaliyetlerinden içtinap yükümlülüğü yükleyen irtifak hakkı
negative sign
eksi işareti
negative statute
yasaklama kanunu
negative statute
yasak hükmünü içeren yasa
negative statute
içtinap yükümlülüğünü yükleyen yasa
negative strike
savunma grevi
negative tax
negatif vergi
negative taxation
negatif vergilendirme
negative taxes
eksi vergiler Noun
negative term
içtinap şartı
negative testimony
menfi şart
negative testimony
olumsuz kanıt
negative tone
olumsuz tavır Noun
negative tone
olumsuz nitelik Noun
negative trade balance
eksi ticaret bakiyesi
negative trade balance
negatif ticari denge
negative vote
olumsuz oy
negative vote
aleyhte oy Noun, Law
negative vote
karşı oy Noun, Law
(in negative sentences) yet
henüz
be a negative function of ...
... ile ters orantılı olmak Verb, Mathematics
lawsuit for the establishment of a negative fact
menfi tespit davası Noun, Law
maintain a negative attitude
olumsuz bir tavır takınmak Verb
receive much negative comment
epey olumsuz eleştiri almak Verb
take a negative attitude
olumsuz tavır takınmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database