çinko esaslı boya, çinko bazlı boya
Noun, Chemistry
taptaze, tertemiz, gıcır gıcır, pırıl pırıl.
parmak boyası, çocukların parmakla resim yapması için peltemsi boya.
Noun
parıldayan boya, karanlıkta görülen boya.
metalik boya
Noun, Transport
yağlı boya (badanası).
Noun
kızılderililerin savaşa giderken yüz ve bedenlerine sürdükleri boya.
Noun
süs, makyaj, süslü elbise.
in full war paint: giyinip kuşanmış, süslenmiş,
k.d. iki dirhem bir çekirdek.
Noun
paint ile ayni anlama gelir. tasvir etmek, resmetmek.
His letters paint a wonderful picture of his life in Europe. to paint a sunset.
hobi olarak resim yapmak
Verb
boya kutusu
Information Technology
boya ekibi
Noun, Employment
suluboya resim yapmak
Verb
suluboya resim yapmak
Verb
(bir fabrikanın) boyahanesi
meyhanelerde kafayı çekip sokaklarda nâra atmak.
çok gürültülü eğlenti yapmak, şehri ayağa kaldırmak, şehrin altını üstüne getirmek.