kulak kabartmak, işitmeye çalışmak, sezdirmeden dinlemek.
The woman pricked up her ears when she heard them talking about her.
kulak kabartmak, birdenbire ilgi göstermek, dikkatle dinlemek, (hayvan) kulaklarını dikmek.
(Br) polis şefi tayin etmek
Verb
haritadan bir geminin pozisyonunu saptamak
Verb
bir listedeki adları işaretlemek.
iğne batırarak el işi modeli yapmak
Verb
şişinen birinin foyasını meydana çıkarmak
Verb
(a) önemli sanılan birisinin foyasını meydana çıkarmak, (b) bir ümidi başa çıkarmak.