rahatsiz

Turkish-English Phrases

(aşırı yemekten içmekten) rahatsız
liverish
(gece) rahatsız
poor
birini birşeyle rahatsız etmek
to trouble someone with something Verb
birini mektupla rahatsız etmek
to trouble someone with a letter Verb
birini paketleriyle rahatsız etmek
to embarrass someone with parcels Verb
birini rahatsız etmek
to derange sb Verb
birini rahatsız etmek
to not agree with someone Verb, Food-Kitchen
birini rahatsız etmemek
to leave someone alone Verb
birini rahatsız etmemek
to let someone be Verb
birini rahatsız etmemek
to let someone alone Verb
birini rahatsız etmemek
to leave someone be Verb
birşeyden rahatsız olmak
to take something amiss Verb
hafifçe rahatsız
funny
ısrarla bir şey isteyerek rahatsız eden
importunate
kalbi rahatsız
heart complaint
kalp bii rahatsız
heart complaint
rahatsız
sick
rahatsız
indisposed
rahatsız
unwell
rahatsız
out of sorts
rahatsız
uneasy
rahatsız
molestation
rahatsız
unquiet
rahatsız
under the weather
rahatsız
incommodious
rahatsız
a bit unwell
rahatsız
nervous Adjective
rahatsız
unhappy
rahatsız
ail
rahatsız
under the wheater
rahatsız
uncomfortable
rahatsız
ill
rahatsız
peaceless
rahatsız
peculiar
rahatsız
poorly
rahatsız
punk
rahatsız
queer
rahatsız
restless
rahatsız
rough
rahatsız
seedy
rahatsız
ailing
rahatsız
bad
rahatsız
disquiet
rahatsız
distempered
rahatsız
fitful
rahatsız
ill-affected
rahatsız
mean
rahatsız
uptight, up-tight
rahatsız edici
obtrusive Adjective
rahatsız edici
pestiferous
rahatsız edici
pestilent
rahatsız edici
abrasive
rahatsız edici
bothersome
rahatsız edici
disquieting Adjective
rahatsız edici
embarrassing
rahatsız edici görüntüler
graphic images Noun
rahatsız edilmeden yararlanma
quiet enjoyment
rahatsız edilmemiş
undisturbed
rahatsız edilmemiş
unmolested
rahatsız etme
harassment Noun
rahatsız etmek
to niggle Verb
rahatsız etmek
to perturb Verb
rahatsız etmek
to plague Verb
rahatsız etmek
to inconvenience Verb
rahatsız etmek
to trouble Verb
rahatsız etmek
to discommode Verb
rahatsız etmek
to disturb Verb
rahatsız etmek
to annoy Verb
rahatsız etmek
to discomfit Verb
rahatsız etmek
to harass Verb
rahatsız etmek
to bother Verb
rahatsız etmek
to impose Verb
rahatsız etmek
to chafe Verb
rahatsız etmek
to disquit Verb
rahatsız etmek
to derange Verb
Rahatsız etmiyorum umarım.
Am I interrupting?
rahatsız olmak
to feel ill at ease Verb
rahatsız olmak
to ail Verb
rahatsız olmak
to feel slightly ill Verb
rahatsız olmak
to feel indisposed Verb
rahatsız olmak
to be under the weather Verb
ruhsal bozukluktan rahatsız olan
psychotic
sıcak havanın etkilerini çekmek (sıcak havadan rahatsız olmak
to suffer from the effects of the hot weather Verb
son derece rahatsız edici
obnoxious Adjective
vergi ödemekten rahatsız olmak
to have suffered taxes Verb
vergi ödemekten rahatsız olmak
to have suffered tax Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

rahatsız
Tedirgin ve ... olmayan, huzursuz