often

English-Turkish Translation

  1. çoğu zanman, çoğu kez, ekseriya, birçok kereler, sık sık, defaatle.
    American girls are often very
    pretty. It rains often this time of the year.
  2. birçok hallerde.
  3. pek sık, aralıksız.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

cry wolf too often
ufak tefek şeylerde yardıma çağırmak Verb
ever so often
sık sık
every so often
arasıra, arada bir, zaman zaman.
every so often
arasıra, zaman zaman, vakit vakit.
happen often
sıklaşmak Verb
how often
ne kadar sık? ne kadar zamanda bir? ne kadar fasıla ile? kaç dakikada (saatte/günde vb.) bir? (saatte/günde
vb.) kaç defa?
How often do the buses run? Kaç dakikada bir otobüs var?
“How often do you go there?” “ Once a month”: “Oraya ne kadar sık gidiyorsun?'“ Ayda bir.”
once too often
gerektiğinden fazla, aşırı derecede.
He exceeded the speed limit once too often and fined $50.
one who travels often
dama taşı gibi
quite often
çoğu zaman
quite often
ekseri
so often
sık sık, defalarca.
often as
ne zaman, ne vakit, kaç defa.
often as I ask him to, he never helps his father: Ne zaman babasına
yardım etmesini istesem hep kaytarır.
as often as
ne zaman … , kaç kere/defa.
As often as he tried to go there, hes's always failed: Kaç kere oraya
gitmek istedi, fakat başaramadı.
As often as I tried to get an answer from him, he made an excuse and avoided giving me the information I wanted.
as often as not
çoğunlukla, çok defa, çoğu kez.
During the foggy weather the trains are late mor often than not:
Sisli havalarda çok defa trenler gecikir.
It cannot be said too often that
Ne kadar söylense/tekrar edilse yeridir.
It cannot be too often repeated
Ne kadar söylense/tekrar edilse yeridir.
more often than not
çoğunlukla, çok defa, çoğu kez.
During the foggy weather the trains are late mor often than not:
Sisli havalarda çok defa trenler gecikir.
more often than not
genellikle, ekseriya, çoğu zaman.
More often than not I read a novel: Ekseriya bir roman okurum.
That is often the case
Çoğunlukla durum böyledir.
English-Turkish phrases from Zargan's own database