leader

English-Turkish Translation

  1. Noun şef
  2. Noun lider
  3. Noun önder, lider, baş, resi.
  4. Noun rehber, kılavuz, yol gösteren.
  5. Noun, Music (a) orkestra/bando şefi, (b) (orkestrada) birinci keman, solo kemancı.
  6. Noun (a) oltada yem taşıyan ip, (b) balığı havuza yönelten ağ.
  7. Noun (film veya ses şeridinde makaraya sarılan) kılavuz film/şerit.
  8. Noun
    leading article ile ayni anlama gelir. (gazetede) başmakale.
  9. Noun müşteri çekmek için ucuzlatılan mal.
  10. Noun (yağmur sularını aşağı akıtan) oluk, iniş oluğu.
  11. Noun, Maritime Traffic
    lead ile ayni anlama gelir. kılavuz.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

leadership
liderlik Noun
leadership
önderlik Noun
leadership
öncülük Noun
ringleader
sergerde (outdated) Noun
(airforce) squadron leader
binbaşı
academy leader
sinema filmlerinde
academy leader
bir filmin başlamasından önce sekiz saniye süren numaralandırılmış bölüm
academy leader
filmin Film Sanatları ve Bilimleri Akademisi'nin tanımlamalarına göre yapılmış olduğunu belirten ibare
acknowledge someone as a leader
birini lider olarak tanımak Verb
authoritarian leader
otoriter lider Noun, Politics-Intl. Relations
be a world leader
dünya lideri olmak Verb
bear leader
(eskiden) akıldâne: zengin veya soylu delikanlı ile seyahat eden özel öğretmen. Noun
being a leader
önderlik
brand leader
belirli bir piyasada payı en büyük olan ürünün markası Noun
brand leader
marka lideri
caravan leader
kafile başkanı
cheer leader
spor karşılaşmalarında
cheer leader
vb taraftarlara tezahürat yaptırtan kişi
cheer leader
amigo
cheer leader
mitinglerde
conference leader
oturumu yöneten kişi
cult of the leader
lider kültü Noun, Politics-Intl. Relations
deal with a party leader
bir parti başkanı ile gizli anlaşma yapmak Verb
dominant leader
yönetici
dominant leader
liderlik şahsiyeti
dominant leader
hâkim başkan
echo every word of his leader
başkasının her sözünü tekrar etmek Verb
film leader
kılavuz
financial leader
mali konularda lider
flight leader
uçuş lideri
floor leader
Senato veya Temsilciler Meclisinde çoğunluk veya azınlık lideri. Noun
founding leader
kurucu lider Noun, Politics-Intl. Relations
group leader
grup lideri Noun, Tourism
guerilla leader
gerilla lideri
industrial leader
sanayi lideri
industrial leader
sanayii lideri
industry leader
lider sanayici
institute leader
kurum yöneticisi
key community leader
bir topluluğun başta gelen şahsiyeti
labor leader
sendika yöneticisi Noun
Labour leader
İşçi Partisi lideri Noun, Politics-Intl. Relations
law enforcement leader
emniyet amiri
look up to someone as a leader
birine lider gibi güvenmek Verb
loss leader
(müşteri çekmek için) zararına satılan mal.
majority leader
çoğunluk lideri.
mark a leader
bir liderin özelliklerini belirtmek Verb
market leader
pazar lideri Noun, Advertising
opinion leader
kamuoyu oluşturan lider
opinion leader
kanaat önderi Noun
opinion leader
kanaat lideri Noun
opinion leader
kanaat önderi Noun
opposition leader
muhalefet lideri Noun, Politics-Intl. Relations
ousted leader
devrik lider Noun, Politics-Intl. Relations
ousted leader
devrik lider Noun, Politics-Intl. Relations
party leader
parti başkanı
patrol leader
keşif kolu başkanı
political leader
siyasi lider Noun, Politics-Intl. Relations
popular leader
tutulan lider
prayer leader
imam Noun, Religion-Faith
price leader
(US) fiyat lideri
price leader
fiyat lideri
project leader
proje lideri
riot leader
elebaşı
spiritual leader
ruhanî lider Noun
spiritual leader
ruhani lider Noun, Religion-Faith
squad leader
manga komutanı.
squad leader
manga komutanı Noun, Military
squadron leader
hava filosu komutanı
strike leader
grev elebaşısı
team leader
kaptan
to be a who leader
dünya lideri
to victimize a strike leader
grev elebaşısını işten kovma ya da başka türlü cezalandırma
to victimize a strike leader
grev elebaşısını işten kovma veya başka türlü cezalandırma
trade union leader
sendika başkanı
trade union leader
sendika lideri Noun
tribe leader
aşiret ağası Noun, Sociology
tribe leader
aşiret reisi Noun, Sociology
troop leader
birlik komutanı
troop leader
birlikler komutanı
undisputed leader
tartışmasız lider Noun
union leader
sendika başkanı
leader character (tab)
iz karakteri (sekme) Information Technology
leader for the defence
baş savunma avukatı
leader of a cartel
bir kartelin başı
leader of a delegation
bir delegasyonun başı
leader of a gang
bir çetenin başı
leader of a parliamentary party
parlamento parti grubu başkanı
leader of a party
bir parti başkanı
leader of an expedition
bir keşif heyetinin başı
leader of an illegal organization
yasadışı örgüt yöneticisi Noun, Law
leader of industry
sanayi yöneticisi
leader of the chief opposition party
ana muhalefet partisi lideri
leader of the house of commons
(Br) Avam Kamarası Başkanı
leader of the main opposition party
ana muhalefet partisi lideri Noun, Politics-Intl. Relations
leader of the opposition
(Br) muhalefet lideri
leader principle
baş ilke
leader writer
(Br) başmakale yazarı
be a leader in a field
bir alanda lider olmak Verb
be the leader of a party
bir partinin başkanı olmak Verb
parliamentary leader of a party
bir partinin parlamentodaki başkanı
parliamentary leader of a party
bir partinin parlamento daki başkanı
English-Turkish phrases from Zargan's own database