Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
slick
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
düz, parlak, muntazam, düzgün.
slick of attire
: düzgün giyinmiş, iki dirhem bir çekirdek.
güleryüzlü, canayakın, nazik.
kurnaz, hilekâr, açıkgöz, becerikli, cerbezeli.
a slick salesman.
akıllı, zeki, ustaca yapılmış.
He always has a slick answer about it
: Daima akıllıca cevabını
verir/herşeyin çaresini kolayca bulur.
(buzlu/yağlı yüzey gibi) kaypak, kaygan (yer).
fevkalâde, harikulâde, çok üstün, dikkate şayan.
parlak/kuşe kâğıda basılmış dergi. (bkz:
pulp
).
perdah aleti. 9.5 cm.'den geniş marangoz kalemi/keskisi.
Adverb
düzgün/muntazam bir şekilde.
Adverb
akıllıca, zekice, kurnazca, ustalıkla, mahirane.
Adverb
kolayca, rahatça.
Transitive Verb
düzeltmek, düzgünleştirmek, kayganlaştırmak, parlatmak, cilâlamak, perdahlamak.
Transitive Verb
perdah bıçağı ile deriyi parlatmak.
Transitive Verb
slick up
: süslemek, çeki düzen vermek, göze hoş göstermek.
to slick oneself up
: süslenmek,
güzelleşmek, allanıp pullanmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
oil slick
göl/deniz üzerinde yağ birikintisi, suya karışmış (ham) petrol.
Noun
oil slick
(denize dökülmüş) su yüzünde duran petrol.
oil slick
petrol sızıntısı
Noun, Environment-Ecology
slick lawyer
kurnaz avukat
to run slick away
işin içinden çabucak /kolayca sıyrılıvermek.
You'd better look slick about it
Elini çabuk tutsan iyi olur.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.