açıktan (ödeme), elden (ödeme), kayıtdışı (ödeme)
Adverb
yumruğunu masaya indirmek
Verb
hiçbir şey gizlememek, herşeyi olduğu gibi (samimiyetle) açıklamak, gizlisi kapaklısı olmamak.
hayat sigortası yaş cetvelleri
Noun
pazarlık görüşmeleri masası
briç masası: ayakları katlanabilen karesel masa.
Noun
kelebek sehpa: üstü yuvarlak veya oval, kanatları aşağı katlanabilen küçük masa.
kaptanın yolcularla birlikte yemek yediği masa
console ile ayni anlama gelir. konsol.
çevirme çizelgesi, tahvil tablosu.
değişkenlerin birbiri ile bağlantı cetveli
credence ile ayni anlama gelir. kilisede âyin esnasında kullanılan eşyayı koymaya mahsusu masa, raf vb.
yemek masası
Noun, Food-Kitchen
iskonto oranları tablosu
Noun
başkasından çok içki içmeye karşın ondan daha ayık olmak
Verb
açılır-kapanır masa: bir kenarı duvara menteşeli, açılıp kapanabilen masa.
Noun
sehpa: sandalye/kanape yanına konulan küçük masa.
Noun
muayene divanı, muayene masası, muayene yatağı
Noun, Medical Equipment
muayene divanı, muayene masası, muayene yatağı
Noun, Medical Equipment
ömür tablosu: hayat sigortacılığında kullanılan ve istatistiklere dayanarak yaşlara göre ölüm oranını gösteren tablo.
Noun
(Br) çekilerek uzatılan masa
(Br) vergi muafiyeti tanınan ücret cetveli
kanatlı masa: kanadı açılınca menteşeli ayak üstüne dayanan masa.
Noun
birlikte masaya oturarak sorunu tartışmak
Verb
bir masanın başına oturmak
Verb
masanın başında oturmak
Verb
masaya başkanlık etmek
Verb
(İngiliz okullarında şeref misafirlerine, müdüre vb. mahsus) yüksek yemek masası.
Noun
dizgi levhası: ayar ve düzeltme için dizili sayfaların üzerine konulduğu levha.
yemeğe meraklı olmak
Verb
hamur tahtası, üzerinde hamur açılan tahta.
(sigortacılıkta) ölüm (oranı) cetveli, her yaştaki ölüm oranını gösteren cetvel.
tersüstel çizelge, logaritma cetveli.
mektup tasnifi yapılan masa
matematik cetveli
Noun, Mathematics
(sigortacılıkta) ölüm (oranı) cetveli, her yaştaki ölüm oranını gösteren cetvel.
(sigorta , US) ölüm oranı cetveli
kerrat cetveli
Noun, Arithmetics
çarpım tablosu
Noun, Arithmetics
çarpım cetveli
Noun, Arithmetics
komodin, başucu sehpası.
Noun
(pencereler arasındaki ayna önüne konan) sehpa, konsol.
Noun
resim sehpası: topografik ölçüleri kaydetmek için üç ayaklı resim tahtası.
Noun
resim sehpası: topografik ölçüleri kaydetmek için üç ayaklı resim tahtası.
Noun
yuvarlak masa toplantısı/konferansı, her üyeye eşit hak/yetki tanıyan toplantı.
Noun
Kral Arthur ve şövalyeleri(nin etrafında oturdukları masa).
Noun
yuvarlak masa(da oturan heyet), yuvarlak masa toplantısı.
sarsma tablası
Noun, Construction
tablası katlanır masa.
Noun
çarpım tablosu
Noun, Arithmetics
sehpa üzerine kurulmuş masa.
maaşlardan kesilen vergi cetveli
hizmetçilik/garsonluk yapmak.
He waits at table in a hotel dining room.
su pervazı, bina etrafında yağmur sularını dağıtmaya yarayan çıkıntı.
Noun, Architecture
water level ile ayni anlama gelir. su tabakası yüzeyi, su ile doymuş yeraltı tabakasının üst yüzeyi.
Noun
(Br) 1985 tarihli Şirketler Kanunu'nda belirtilen sınırlı sorumlu şirketlerin ana sözleşme örneği
yasa önergesi getirmek
Verb
(Br) tadilat teklifi getirmek
Verb
birkaç kap yemek için belirlenmiş sabit fiyat
Food-Kitchen
masa (uzatmak için) ek parçası
Noun
masa örtüsü ve peçete takımları
Noun
(askerlik) temsilcilik masrafı
periyodik cetvel
Noun, Chemistry
çay şekeri
Noun, Medicine
otel odalarında ve lokantalarda masa üstlerine konan basılı
gösteriş olsun diye kahve masası üzerine konulmuş kitap
yuvarlak masa müzakereleri
Noun