tercihen, en iyisi, bari.
I would sooner not go: Ben gitmesem daha iyi; gitmemeyi tercih ederim.
I really don't want to go there. I'd just as soon turn around and go back: Cidden oraya gitmek istemiyorum, en iyisi geri döneyim.
Death sooner than slavery: Ölüm esaretten yeğdir.
I would sooner die: Ölürüm de bunu yapmam.
(bir kimsenin bir şeyi yapacağına) inanmak, ihtimal vermek, sanmak.
I wouldn't put it past him to cheat at cards: Onun iskambilde hile yapacağına inanırım (pekâlâ hile yapar).
tercihan.
Which would you rather do, go to the cinema or stay at home? Hangisini tercih edersin:
sinemaya gitmeyi mi, yoksa evde kalmayı mı?
keşke.
would that we had seen her before she died: Keşke onu ölmeden önce görebilseydik.
lütfen şunu not edermisiniz ?
tercihen, en iyisi, bari.
I would sooner not go: Ben gitmesem daha iyi; gitmemeyi tercih ederim.
I really don't want to go there. I'd just as soon turn around and go back: Cidden oraya gitmek istemiyorum, en iyisi geri döneyim.
Death sooner than slavery: Ölüm esaretten yeğdir.
I would sooner die: Ölürüm de bunu yapmam.
lütfen acele cevaplandırmak rınız
tesadüf bu ya, ...
Adverb
kaderin cilvesine bakın ki, ...
Adverb
şu işe bakın ki, ...
Adverb
şu işe bakın ki, ...
Adverb
Takdir edersiniz ki, …
Noun
(a) fikrin(iz)/düşüncen(iz)/mütalean(ız) nedir? …'i nasıl buluyorsun(uz)?
How do you like the idea/my dress? (b) ister misin(iz)? arzu eder misin(iz)? …'e ne buyurulur?
How would you like a holiday? (c) beğeniyor/hoşlanıyor musun(uz)?
How do you like you new job? Yeni işinden hoşlanıyor musun (memnun musun)?
acaba bana yardım eder miydiniz ?
gitmektense burada kalmayı tercih ederim
en iyisi istifa etmek olurdu
Gayet iyi gider.
Sentence
Hiç de fena olmaz.
Sentence
Hiç de fena olmaz.
Sentence
Gayet iyi gider.
Sentence
galiba öyle = öyle görünüyor = öyle gibi.
Görünüşe/anlaşıldığına göre.
en iyisi istifa etmek olurdu
ne zaman müsait olursunuz ?
Benim yerimde olsan ne yapardın?
Niye böyle birşey yaptın ki?
Takdir edersiniz ki, …
Noun