birine saldırmak Fiil
üstüne gelmek Fiil
belediye yardımına muhtaç olmak Fiil
(a) başvurmak, medet ummak.
Doctors sometimes fall back on old cures. (b) imdadına koşmak/yetişmek, DEVAMINI OKU
(müşkül durumda) destek olmak, güvenmek.
We spent our wages but we had our bank account to fall back on. GİZLE
ormana doğru çekilmek
bir şeye başvurmak Fiil
(a) saldırmak, atılmak, hücum/taarruz etmek.
Thieves fell on the man and stole his money. The soldiers DEVAMINI OKU
fell on the enemy. (b) sorumlu/görevli olmak, iş/görev edinmek, üzerine/uhdesine düşmek, (c) başına gelmek, bizzat görmek/denemek/geçirmek, başından geçmek, keşfetmek.
to fall on hard times: fakir olmak. (d) karşılaşmak, rastgelmek, rastlamak.
This month the eleventh fell on a Friday: Bu ayın on biri Cumaya rastladı. (e)
fall on one's face
k.d. yüzüne gözüne bulaştırmak, (f)
fall on one's feet: dört ayağının üstüne düşmek, atlatmak, sıyrılmak, başarmak. GİZLE
bir gün gerekir diye bir tarafa beş on kuruş koymak Fiil
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun