birine yardım için başvurmak
Fiil
birinden yardım istemek
Fiil
polisten yardım istemek
Fiil
birinin yardımına güvenmek
Fiil
daima yardıma hazır olmak
Fiil
acil yardım ihtiyacında olmak
Fiil
acil yardıma muhtaç olmak
Fiil
yardım için başvurmak
Fiil
birinin yardımına koşmak
Fiil
bağlamsal yardım
Bilgi Teknolojileri
birinin yardımına güvenmek
Fiil
daily ile ayni anlama gelir. gündelikçi (hizmetçi).
yardım talebinin reddi
İsim
yardımımızı hak etmek
Fiil
yardım teklifine dudak bükmek
Fiil
birinin yardımına ihtiyacı olmamak
Fiil
bir başkanın yerine geçerek geçici olarak çalışan yardımcı
evde çalışan kadın yardımcı
(US) evde çalışan hanım hizmetçi
yardım etmek, yardım elini uzatmak.
She lent a hand with the dishes: Bulaşıkları yıkamaya yardım etti.
pek az ya da yok denecek kadar az yardım
azya da yok denecek kadar az yardım
birinden yardım ummak
Fiil
yardımsız idare etmek
Fiil
yardımsız idare etmek
Fiil
dış yardım olmadan ürün üretmek
Fiil
mümkün mertebe az.
He never does more work than he can help: Mümkün mertebe az iş yapar (Canını eziyete koşmaz).
çevrimiçi yardım
Bilgi Teknolojileri
ev geçimine katkıda bulunmak
Fiil
durmadan yardım isteyerek birini sıkmak
Fiil
psikiyatrik destek
İsim, Psikiyatri
psikiyatrik yardım
İsim, Psikiyatri
birinin yardımına güvenmek
Fiil
yardım için birine güvenmek
Fiil
psikologa gitmek
Fiil, Psikoloji
psikiyatriste gitmek
Fiil, Psikiyatri
yardıma muhtaç olmak
Fiil
çaresiz kalmış birini güçlükten kurtarmak.
Sıfat
yardım masası
İsim, İşletme
birine inerken yardım etmek
Fiil
yardım kullanımı
Bilgi Teknolojileri
yardım dizini
Bilgi Teknolojileri
kendi kendine servis yapmak
Fiil
yardımına koşmak.
Her relatives helped out when she became ill.
birinin düşmesine yardım etmek
Fiil
birini karşıya geçirmek
Fiil
birine mali yardımda bulunmak
Fiil
birinin kalkınmasına yardım etmek
Fiil
yoksula yardım etmek
Fiil
(gazete) yardımcı aranıyor
işveren küçük ilanları
İsim
başkalarına yardıma hazır olmak
Fiil
elinde olmayarak, gayrı ihtiyarî.
He could not help but smile at the answer: (Bu) cevaba gayrıihtiyarî
gülümsedi.
I cannot help but admire her endurance.
birinin Kızılay'a yardımda bulunmasını sağlamak
Fiil
yoksula yardımda bulunmak
Fiil
Allah çalışana yardım eder.
birine çok yardımı dokunmak
Fiil
birine yardım etmek için kılını kıpırdatmamak
Fiil
başkalarına yardıma hazır olma
birine yardım etmeyi reddetmek
Fiil
birine yardım etmek istememek
Fiil
birine yardım etmeyi reddetmek
Fiil
muhtaç durumda olanlara yardım etmek
Fiil
vallahi, billâhi, doğrusu bu, ister inan(ın) ister inanma(yın), şerefim hakkı için.
That's exactly what happened, so help me.
I'll pay you, so help me: Vallahi borcumu ödeyeceğim.
Vallahi, Allah şahidim olsun, namus ve şerefim üzerine yemin ederim.
I swear to tell the truth, so help me God.
! (a) (yemin) Allah şahittir, (b) Allah yardımcım olsun!
Herkese yardım edemeyiz ama herkes birilerine yardım edebilir: ABD Başkanı Ronald Reagan'a atfedilen bir özlü söz.
Cümle, Deyim