1. İsim, Hukuk kısım
  2. İsim kısım, bileşen, öğe.
    parts of a sentence: tümcenin öğeleri.
  3. İsim parça.
    spare parts. a radio has many parts.
  4. İsim (a) bölüm, fasıl, (b) cüz, fasikül.
  5. İsim uzuv, organ.
  6. İsim bütünü oluşturan eşit kısımlardan herbiri, ölçü, kısım.
    Use 2 parts sugar to one part cocoa.
    the
    greater part: çoğunluk, ekseriyet, büyük kısım.
    the outer part: dış kısımlar.
    the privy parts: edep yerleri.
  7. İsim pay, hisse.
    part owner: hissedar.
    Everyone must do his part.
  8. İsim
    parts: (a) bölge, semt, mahalle, ülke, memleket.
    foreign parts: dış ülkeler, yabancı memleketler.
    (b) yön, cihet, taraf, yan.
    take something in good part: bir şeyi iyi karşılamak/telâkki etmek, gücenmemek.
    I hope you will take this unpleasant advice from me in good part: Umarım ki bu nahoş nasihatime gücenmezsin.
    take something in bad part: bir şeyi kötü karşılamak/telâkki etmek, gücenmek, darılmak. (c) üstün nitelik, meziyet.
    a man of parts: maharetli/hünerli/usta/değerli meziyet sahibi bir kişi.
    He looks the part: Tam işinin adamı görünüyor.
  9. İsim parti, grup, taraf.
  10. İsim saçların ayrıldığı yer.
  11. İsim bileşen, (yedek) parça.
  12. İsim, Müzik (a) ses, insan veya çalgı sesi, (b) bir çalgıcının çalacağı kısım, pasaj.
    a violin part. (c) fasıl,
    bölüm, kısım, bir kompozisyonun bölümlerinden herbiri.
  13. İsim ilgi, menfaat, çıkar, pay, katkı, katılma, iştirak, dahl.
    Leave him alone, he has no part in this.
  14. İsim görev.
  15. İsim rol.
    play a part: rol oynamak.
    play the part of: … süsü vermek.
  16. Fiil (kısımlara) ayır(ıl)mak, böl(ün)mek, parçala(n)mak, taksim etmek/olmak.
  17. Fiil (saçı ortadan) ayırmak.
  18. Fiil bozuşmak, dostluğa/arkadaşlığa son vermek, ayrılıp gitmek, ilişkisini kesmek.
    part company with someone:
    birisinden ayrılmak.
    The best of friends must part: En iyi arkadaşlar bile bir gün ayrılırlar/hiçbir şey ebedî değildir
  19. Fiil bölüş(tür)mek, paylaş(tır)mak, hisselere ayırmak.
  20. Fiil ayrı koymak, birbirinden ayırmak.
  21. Fiil, Metalurji (gümüşü altından) ayırmak, tasfiye etmek.
  22. Fiil (bkz: leave ).
  23. Fiil, Denizcilik (halat, kablo vb.) kopmak, parçalanmak.
  24. Fiil uzaklaşmak, terketmek, ayrılıp gitmek.
    Let us part friends: Dost olarak ayrılalım/Dost kalalım.
  25. Fiil ölmek.
  26. Zarf kısmen, bir dereceye kadar.
görevleri gereği olmak Fiil
kendine düşeni yapmak Fiil
rolünü oynamak Fiil
(bir kimseye) göre/kalırsa, … ce.
for my part: bence, bana göre/kalırsa, fikrimce.
for your
part: sence, sana göre/kalırsa.
rolünü çok iyi oynamak Fiil
… adına/namına, … tarafından, … dan.
He expressed appreciation on the part of himself and his colleagues.
We have never heard of any improprieties on his part.
bir oyundaki rolünü abartılı oynamak Fiil
saçlarını ayırmak Fiil
bütün parasını harcamak Fiil
çocuğundan ayrılmak Fiil
parasından ayrılmak Fiil
parça ve işçilik İsim, Otomobil
rolünü iyi oynamak Fiil
cinsel organlar İsim, Cinsellik
üreme organları İsim, Cinsellik
mahrem bölge İsim, Cinsellik
özel bölge İsim, Cinsellik
avret yerleri İsim, Cinsellik
edep yerleri İsim, Cinsellik
tenasül organları İsim, Cinsellik
maaşnın bir bölümünü avans olarak almak Fiil
maaşının bir bölümünü avans olarak almak Fiil
rolünü bir daha tekrarlamak Fiil
paranın bir kısmını biriktirmek Fiil
gelirinin bir bölümünü ayırmak Fiil
gelir inin bir kısmını bir tarafa koymak Fiil
gelirinin bir kısmını bir tarafa koymak Fiil
mirasının bir kısmını oğlunun üstüne yapmak Fiil
rolünü ezberlemek Fiil
(birisinin) tarafını tutmak, (birisini) desteklemek/korumak/savunmak/müdafaa etmek.
(tiyatro) rolünün ilk provasını yapmak Fiil
ondalık
bir iddianamede suçun nitelendirilip adının konduğu sanığa verilmesi istenen cezanın bildirildiği kısım
suçlayan taraf
bir rol oynamak Fiil
vücuda temas eden parça İsim, Sağlık Cihazları
hastaya temas eden parça İsim, Sağlık Cihazları
işin içinde olma
araba parçası İsim, Ulaşım
tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü olmak Fiil
bit ile ayni anlama gelir. ufak/kısa rol.
bit2 (4).
kadın oyuncunun oynadığı erkek rolü.
katılabilecek ehliyette
mütemmim cüz İsim
parça İsim
tümü meydana getiren parçalardan biri İsim
tamamlayıcı İsim
malların bir kısmının gönderilmesi
kısmi teslimat
kısmi sevkiyat
(Br) evli bir erkeğin menkul eşyalarının serbestçe ölene bağlı tasarruflarda bulunabileceği kısmı
redaksiyon bölümü
katılmaya hakkı olan kimse
esas bölüm
esas kısım
film rolü
film de rol alınan
mali konulara ayrılan bölüm (gazete)
kendi hesabıma
bana kalırsa
bence
göğüs
hisse parçası İsim
ileri İsim
(Br) kademeli sosyal gelir sistemi
(tiyatro) konuk sanatçının oynadığı rol
sanal parça, karmaşık sayının sanal kısmı.
büyük ölçüde Zarf
kısmen, bir bakıma, bir dereceye kadar.
The crop failure was due in part to the drought.
içeri
mütemmim cüz
tamamlayıcı kısım
ayrılmaz parça
baş rol.
makine parçası İsim
esas kısım
çıkıntı
baş rol
mütemmim cüz
başrol
ana bölüm
yenisiyle değiştirilmiş parça
yedek parça
çıkık
çıkıntı
kısmi teslimat
yedek parça İsim
önemli kısım
ikinci derecede rol
katılmak, taraf tutmak.
take part in: -e katılmak/iştirak etmek.
kaymak
alt tarafı
sessiz rol.
baş rol, piyese adını veren karakter.
tepe
hayati önem taşıyan kısım
figuran rolü
figüran rolü
parça eşya
parça kargo
aynı niyette olmamak Fiil
birbirinden ayrılmak Fiil
kısmi zarar
kısmi teslimat
kısmen değiş tokuş
taksitli ödeme
ödemenin bir bölümü olarak malların verilmesi
dost olarak ayrılmak Fiil
kısmi menfaat
taşıma aracının tam yüklü olmaması
kısmi sipariş ya da teslim
kısmen makinede yapılmış
parçalı müzik: parçaları iki veya daha fazla sanatçı arafından icra edilen (sesli) müzik. İsim
parça numarası
gelirin bir kısmı
hissedar
kısmen malik
hisse sahipliği
ortak mülkiyet
(US) hisse sahipliği
kısmi mülkiyet
kısmen ödenmiş hisse senetleri İsim
kısmi ödeme
kısmen ödeme
yarı ifa etme
en az 3 kişinin çalgısız okuduğu şarkı. İsim
geçici, bütün günü/zamanı doldurmayan.
part time job: geçici görev, bütün gün/bütün hafta çalışmayı gerektirmeyen iş.
yarım gün çalışma taahhüdü
yarım gün izni
yarım gün çalışan işçi
yarım gün çalışılan iş
parttaym münhal yer
yarım gün çalışma
bırakmak, vazgeçmek, terketmek.
bir mülkü elinden çıkarmak Fiil
bir mülkü elden çıkarmak Fiil
participle.
particular.
...'in önemli bir kısmı İsim
...'in büyük bir bölümü İsim
...'in önemli kısmı İsim
...'in büyük kısmı İsim
...'in önemli bir bölümü İsim
...'in büyük bir kısmı İsim
...'in önemli bölümü İsim
...'in önemli bölümü İsim
...'in büyük bir kısmı İsim
...'in önemli kısmı İsim
...'in büyük bölümü İsim
...'in önemli bir bölümü İsim
...'in büyük bir bölümü İsim
...'in önemli bir kısmı İsim
... çerçevesinde Zarf
bir rolü iyi oynamak Fiil
kısmi ödeme yapmak Fiil
(US) altın fiyatı
= present participle.
kısmi ödeme üzerinde anlaşmak Fiil
(bir şeye) katılmak Fiil
birinden yana çıkmak Fiil
...'in neredeyse tamamı İsim