aklına esmek aklından geçirmek
Fiil
takdir et(me)mek, kıymet/değer ver(me)mek.
I don't think much of his ideas: Onun fikirlerine kıymet vermem.
Aklıma gelmişken (söyleyeyim), ha … , sahi.
come to think of it, he has already been given what he needs.
Onu düşününce tüylerim ürperiyor.
önemli saymamak, mühimsememek.
+53
birini gözü tutmamak
Fiil
birinden pek hoşlanmamak
Fiil
birinden fazla hoşlanmamak
Fiil
gözünde birinin itibarı azalmak
Fiil
biri gözünden düşmek
Fiil
biri hakkında kötü düşünmek
Fiil
(a) fikrini değiştirmek, vaz geçmek, caymak.
I was going to ask a question, but thought better of DEVAMINI OKU (doing) it. (b) daha iyi saymak, hakkındaki kanaatini düzeltmek.
GİZLE
iyi bir fikir olmadığına karar vermek
Fiil
biri hakkındaki kanaatini düzeltmek
Fiil
biri hakkında çok iyi izlenimleri olmak
Fiil
gözünde birinin itibarı azalmak
Fiil
biri hakkında kötü düşünmek
Fiil
biri gözünden düşmek
Fiil
çok sevmek/hoşlanmak.
I don't think much of that: O hiç hoşuma gitmez.
(a) çok sevmek, (b) -le çok övünmek, pek değer vermek.
think no end of oneself: kendini çok beğenmek.
kendini çok önemli görmek
Fiil
önem vermemek, kolay görmek.
birşeyin önemli olmadığını düşünmek
Fiil
birşeye önem vermemek
Fiil
birşeyi önemsiz görmek
Fiil
hatırlamak, düşünmek, hayal etmek, saymak.
I couldn't think of it: Dünyada böyle bir şey yapamam/yapmayı
DEVAMINI OKU aklıma bile getirmem.
I think very highly of him: Benim nazarımda onun değeri büyüktür.
He is well thought of: İtibarı yüksektir, hatırı sayılır.
I told him what I thought of him: Ona haddini bildirdim, ne mal olduğunu yüzüne karşı söyledim.
GİZLE
(a) önemsiz saymak, kale almamak, hesaba katmamak, önem/kıymet vermemek, (b) çekinmemek, tereddüt etmemek.
birine kibar davranmak
Fiil
birine karşı düşünceli davranmak
Fiil
birini aday olarak düşünmek
Fiil
birini aday olarak düşünmek
Fiil
birinin birşey olduğunu düşünmek
Fiil
birini birşey olarak görmek
Fiil
sadece kendini düşünmek
Fiil
biri hakkında iyi fikri olmamak
Fiil
komşularını hor görmek
Fiil
çok değer vermek, çok sevmek.
birini son derece beğenmek, takdir etmek, sevmek.
He may get angry sometimes, but he really thinks the world of you.
birine fazla değer vermek
Fiil
(a) kendini beğenmek, (b) hep kendini düşünmek.
biri hakkında iyi düşünmek
Fiil
daha iyi düşünmek, tekrar teemmül etmek, fikrini değiştirmek.
She was tempted to make a sarcastic DEVAMINI OKU retort, but thought better of it: Alaycı bir cevap vermek üzere iken fikrini değiştirdi.
GİZLE
(a) önem vermemek, mühimsememek, kolay sanmak.
He thinks nothing of walking 25 km.: 25 km. yürümeyi
DEVAMINI OKU kolay sanıyor. (b) anlayamamak.
I could make nothing of what he said. GİZLE
aklına gelebilen her fikri ileri sürmek
Fiil
! Acayip, kimin aklına gelirdi?
! Hayret, kimin aklına gelirdi?