at the bottom

  1. aslında, esasında, gerçekte, esas itibarıyla, hakikatte.
    They knew at bottom that they were deceiving DEVAMINI OKU
    themselves: Aslında kendi kendilerini aldattıklarını biliyorlardı.
    At bottom, he is not a bad fellow: Aslında kötü bir kişi değildir. GİZLE
esas neden olmak Fiil
arkasında, gerçek sebebi/sorumlusu, tertipçisi, kışkırtıcısı.
It was thought that Communists were DEVAMINI OKU
at the bottom of the anti-American demonstrations: Amerika aleyhindeki gösterilerin tertipçisi Komünistler olduğu sanılıyordu. GİZLE
masanın dibinde oturmak Fiil
bir işin aslını oluşturmak Fiil
listenin dibinde olmak Fiil
en az oy almış olmak Fiil
en düşük vergi diliminde olmak Fiil
bir kanunun temeline inmek Fiil
bir konunun temeline inmek Fiil
sayfanın altına (dibine) not basmak Fiil
masanın dip inde oturmak Fiil
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun