(a) pılı pırtı. pack up bag and baggage: pılıyı pırtıyı toplamak. They threw her out of house
bag and baggage. (b) toptan, tamamen, tümüyle, topu birden. The equipment had disappeared, bag and baggage, without a trace: Cihazların topu birden bir iz bırakmadan yok oluverdi.