border-line

sınırda, sınıra yakın.
He's not quite insane, but a borderline case: Tam deli değilse de ona yakın bir hal. Sıfat
belirsiz, kararsız, münakaşa götürür. Sıfat
ayıp, çirkin, edep dışı, yakışık almayan.
He made several borderline remarks which offended her:
Onu gücendirecek/rencide edecek ayıp/çirkin sözler sarfetti.
Sıfat
sınır durum İsim, Psikanaliz
sınır İsim, Psikanaliz
sınır çizgisi, sınır, hudut. İsim
sınır hattı İsim, Kamu Yönetimi
belirsiz durum
ara durum
sınır vak'a
sınır vaka İsim, Psikanaliz
sınır kişilik bozukluğu İsim, Psikanaliz
sınır kişilik örgütlenmesi İsim, Psikanaliz