(a) yapabilir, muktedir, kadir, kabiliyetli.
a man capable of judging art. (b) anık, müstait,
meyyal, mümkün.
a situation capable of improvement: düzeltilmesi mümkün bir durum.
That's capable of being misunderstood: Bu yanlış anlaşılabilir.
He's capable of murder: O, cinayet işlemeye müstaittir.